0 Faizli Kredi Haram mı?

Özet: İslam’da faizin her türü haramdır. “0 faizli” denilen kredilerde, eğer gizli faiz, fahiş ek ücretler veya faiz şüphesi taşıyan başka uygulamalar yoksa ve sadece gerçek masraflar alınıyorsa caiz olabilir. Detaylı inceleme şarttır.

İslam’da Faiz (Riba) Kavramı Ve Kesin Yasaklığı

Konuya girmeden önce, İslam’ın faize bakışını net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Faiz, Arapça’daki karşılığıyla Riba, İslam dininde en büyük günahlardan biri olarak kabul edilmiş ve kesin bir dille yasaklanmıştır.

Riba Nedir? Kur’an Ve Sünnet’teki Yeri

Riba, kelime olarak “fazlalık, artış, nema” anlamına gelir. Fıkıh terimi olarak ise, borç verilen bir paranın veya malın, belirli bir süre sonunda herhangi bir emek veya risk karşılığı olmaksızın, önceden şart koşulan bir fazlalıkla geri alınmasıdır. Yani, borç ilişkisinde vadeden kaynaklanan ve karşılıksız olan her türlü fazlalık faiz kapsamına girer.

Kur’an-ı Kerim, faizin haramlığını çok net ve sert ifadelerle belirtir:

الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَنْ جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّهِ فَانْتَهَى فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللَّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُولَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ

Ellezîne ye’kulûne’r-ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmu’llezî yetehabbetuhu’ş-şeytânu mine’l-mess(i)(c) żâlike bi-ennehum kâlû inneme’l-bey’u miślu’r-ribâ(k) ve ehalla(A)llâhu’l-bey’a ve harrame’r-ribâ(c) femen câehu mev’izatun min rabbihi fentehâ felehu mâ selefe ve emruhû ila(A)llâh(i)(c) vemen ‘âde feulâ-ike ashâbu-nnâr(i)(s) hum fîhâ hâlidûn(e)

“Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, ‘Alışveriş de faiz gibidir’ demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) son verirse, geçmişte olanlar kendisine aittir; işi de Allah’a kalmıştır. Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir, orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/275)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ * فَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû-ttekû(A)llâhe ve żerû mâ bekiye mine-rribâ in kuntum mu/minîn(e)

Fe-in lem tef’alû fe/żenû biharbin mina(A)llâhi ve rasûlih(i)(s) ve-in tubtum felekum ruûsu emvâlikum lâ tazlimûne velâ tuzlemûn(e)

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten inanıyorsanız, faizden arta kalanı bırakın.”

“Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” (Bakara, 2/278-279)

Bu ayetler, faizin ne kadar büyük bir günah olduğunu ve Allah ile Resulü’ne savaş açmak anlamına geldiğini göstermektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de birçok hadis-i şerifinde faizi lanetlemiş, faiz yiyeni, yedireni, yazanı ve şahitlerini bu lanete dahil etmiştir. (Müslim, Müsâkât, 105, 106; Ebû Dâvûd, Büyû‘, 4)

Faizin Toplumsal Ve Ekonomik Zararları

İslam’ın faizi yasaklamasının altında yatan birçok hikmet vardır. Faiz, emeksiz kazanca yol açar, paranın belirli ellerde toplanmasına neden olur, sosyal adaletsizliği artırır, üretimi ve reel ekonomiyi zayıflatır, borçluyu daha da zora sokar ve toplumda ahlaki çürümeye sebep olabilir. İslam, bunun yerine emeğe dayalı kazanmayı, ticareti, yardımlaşmayı (karz-ı hasen) ve risk paylaşımını (ortaklık, mudarebe vb.) teşvik eder.

“0 Faizli” Olarak Sunulan Kredilerin Değerlendirilmesi

İslam’ın faize karşı bu net tavrı karşısında, “0 faizli” olarak sunulan kredilerin İslami açıdan değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bir kredinin isminin “0 faizli” olması, onun gerçekten faizsiz olduğu anlamına gelmeyebilir. Dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

Gerçek Anlamda Faizsiz Borç (Karz-ı Hasen)

İslam’da teşvik edilen borç verme şekli Karz-ı Hasen‘dir. Bu, herhangi bir fazlalık veya menfaat beklentisi olmaksızın, sırf Allah rızası için verilen güzel borçtur. Borç alan kişi, sadece aldığı anaparayı geri öder. Eğer bir finans kurumu veya kişi, size geri ödemede anapara dışında hiçbir ek ücret veya şart koşmadan borç veriyorsa, bu karz-ı hasen kapsamına girer ve caizdir. Ancak günümüz ticari hayatında, özellikle bankalar gibi kar amacı güden kuruluşların tamamen karşılıksız borç vermesi pek rastlanan bir durum değildir.

Gizli Faiz İçeren Uygulamalar

Bazen “0 faizli” denilen kredilerde faiz, farklı isimler altında gizlenmiş olabilir. Örneğin:

  • Vade Farkı: Bir malı peşin fiyatına göre daha yüksek bir fiyata vadeli satmak caizdir (buna vade farkı denir ve faiz değildir). Ancak bazen “0 faizli kredi” kampanyaları, aslında malın fiyatının peşin fiyatına göre şişirilmesi ve aradaki farkın taksitlere yansıtılması şeklinde olabilir. Bu durumda, görünürde faiz olmasa da, aslında malın fiyatına gizlenmiş bir vade farkı (ki bu meşrudur) veya daha kötüsü, dolaylı bir faiz uygulaması olabilir. Kredinin hangi şartlarda verildiği, malın gerçek peşin fiyatının ne olduğu iyi araştırılmalıdır.
  • Şartlı Satışlar: Kredinin verilmesi, belirli bir malın fahiş fiyattan alınması veya belirli bir sigortanın yapılması gibi şartlara bağlanıyorsa, bu şartlar altında alınan ek bedeller faiz şüphesi taşıyabilir. Bir akdin içinde başka bir akdi şart koşmak veya borç vermeyi bir menfaat karşılığında yapmak faize kapı aralayabilir.

Dosya Masrafı, Komisyon Vb. Ek Ücretler

“0 faizli” kredilerde en sık karşılaşılan durumlardan biri, faiz alınmadığı söylenirken “dosya masrafı”, “komisyon”, “hizmet bedeli” gibi isimler altında ek ücretler talep edilmesidir. Burada kritik nokta, bu ücretlerin gerçek bir hizmetin karşılığı olup olmadığıdır.

Eğer alınan bu ücretler, kredi işlemi için yapılan zorunlu ve makul masrafları (ekspertiz ücreti, sigorta primi, operasyonel giderler gibi) karşılıyorsa ve piyasa rayicinin üzerindeyse, bu ücretler faiz olarak değerlendirilmez ve alınması caiz olabilir. Çünkü kurumun verdiği hizmetin bir maliyeti vardır ve bunu talep etmesi doğaldır.

Ancak, alınan bu ücretler, verilen borç miktarıyla orantılı olarak artıyorsa, piyasa rayicinin çok üzerindeyse veya gerçek bir hizmet karşılığı olmaksızın sırf borç verildiği için alınıyorsa, bu durumda gizli faiz niteliği taşır ve haramdır. Örneğin, 10.000 TL kredi için 500 TL, 100.000 TL kredi için 5.000 TL dosya masrafı alınması, masrafın gerçek bir maliyete değil, borç miktarına bağlı olduğunu gösterir ve faiz şüphesini güçlendirir. (Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun ilgili görüşleri bulunmaktadır).

Enflasyon Farkı Meselesi

Özellikle uzun vadeli borçlanmalarda gündeme gelen bir diğer konu da enflasyon farkının alınıp alınamayacağıdır. Borç veren kişi veya kurum, paranın enflasyon karşısındaki değer kaybını telafi etmek amacıyla, anaparaya ek olarak enflasyon oranında bir fark talep edebilir mi?

Bu konu çağdaş İslam alimleri arasında tartışmalıdır.

  • Bir görüşe göre: Enflasyon farkı talep etmek caiz değildir. Çünkü borç ilişkisinde aslolan, alınan mislin (aynı miktarın) geri ödenmesidir. Enflasyon, paranın alım gücündeki bir düşüş olsa da, borcun kendisinde bir artış değildir. Vadeden kaynaklanan her türlü fazlalık faiz kapsamına gireceği için, enflasyon farkı da faiz olarak değerlendirilir. Bu görüş, özellikle İslam Fıkıh Akademisi gibi birçok önemli kurul tarafından benimsenmiştir. Borç verenin enflasyon riskini de göze alması gerektiği savunulur.
  • Diğer bir görüşe göre: Özellikle yüksek enflasyonun olduğu durumlarda, paranın değer kaybının çok yüksek olması borç vereni mağdur edebilir. Bu mağduriyeti gidermek amacıyla, anaparayı borcun verildiği tarihteki alım gücüne denk gelecek şekilde (örneğin altın veya belirli bir mal sepeti endeksine göre) geri ödemek veya aradaki enflasyon farkını vermek caiz olabilir. Ancak bu görüş daha azınlıkta kalmıştır ve uygulamada nasıl adil bir hesaplama yapılacağı konusunda zorluklar bulunmaktadır.

Genel kabul gören ve ihtiyata daha uygun olan görüş, karz (borç) akitlerinde enflasyon farkının talep edilmesinin faiz kapsamında olduğu ve caiz olmadığı yönündedir. Dolayısıyla, “0 faizli” dense bile, geri ödemede enflasyon farkı talep edilen krediler de faiz şüphesi taşır. (Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun görüşü de bu yöndedir).

Kredi Sözleşmesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

“0 faizli” bir kredi teklifiyle karşılaştığınızda, sözleşmeyi imzalamadan önce şu hususları dikkatlice incelemeniz gerekir:

  1. Geri Ödeme Toplamı: Aldığınız anapara ile geri ödeyeceğiniz toplam miktar arasında bir fark var mı? Varsa bu farkın kaynağı nedir?
  2. Ek Ücretler: Dosya masrafı, komisyon, sigorta primi, hizmet bedeli gibi ek ücretler talep ediliyor mu? Bu ücretlerin makul ve gerçek bir hizmet karşılığı olup olmadığını araştırın. Borç miktarına göre artıp artmadığına bakın.
  3. Gizli Şartlar: Kredinin verilmesi başka bir ürün veya hizmet alımına bağlanıyor mu?
  4. Enflasyon Farkı: Geri ödemede enflasyon farkı veya başka bir endekslemeye dayalı bir artış şartı var mı?
  5. Gecikme Bedeli: Ödemelerde gecikme olması durumunda uygulanacak ceza veya farkın faiz niteliği taşıyıp taşımadığına dikkat edin. (Gecikmeden kaynaklanan gerçek zararın tazmini caiz olabilir ancak orantısız cezai faizler caiz değildir).

Şüpheli gördüğünüz veya anlamadığınız noktaları mutlaka sorun ve İslami hassasiyetlerinize uygun olduğundan emin olmadan sözleşmeyi imzalamayın.

Faizsiz Finansman Alternatifleri

Faizden kaçınmak isteyen Müslümanlar için günümüzde çeşitli faizsiz finansman yöntemleri ve kurumları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Murabaha (Maliyet Artı Kâr Payı ile Satış)

Bu yöntemde, finans kurumu (örneğin katılım bankası) müşterinin istediği malı (ev, araba vb.) peşin olarak satıcıdan satın alır. Daha sonra bu malı, üzerine belirli bir kâr payı ekleyerek müşteriye vadeli olarak satar. Burada yapılan işlem bir borç verme değil, bir alışveriştir. Malın maliyeti ve kâr oranı baştan belli olduğu için, bu işlem İslam hukukuna uygun görülmektedir. Önemli olan, kurumun önce mala sahip olması ve sonra müşteriye satmasıdır.

Katılım Bankacılığı Uygulamaları

Katılım bankaları, faizsizlik prensibine göre çalışan finans kurumlarıdır. Murabaha dışında, kâr-zarar ortaklığı (Mudaraba, Muşaraka), kiralama (İcara) gibi farklı faizsiz finansman modelleri sunarlar. Bu kurumların işleyişi ve ürünleri hakkında detaylı bilgi alarak ihtiyaçlarınıza uygun helal çözümler bulabilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Görüşü

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, faiz konusunda son derece hassastır ve “0 faizli” adı altındaki uygulamalara temkinli yaklaşmaktadır. Kurul’un genel görüşü, alınan ek ücretlerin gerçek bir masraf karşılığı olması gerektiği, borç miktarına göre artan komisyonların faiz olduğu ve borçlarda enflasyon farkı almanın caiz olmadığı yönündedir. Şüpheli durumlarda uzak durulması tavsiye edilir. İlgili konularda Diyanet’in web sitesindeki fetvalara başvurmak faydalıdır.

Son Söz

Değerli Müslüman kardeşim, mali işlerimizde helal ve harama dikkat etmek, Rabbimizin en önemli emirlerindendir. Faiz, Kur’an ve Sünnet ile kesin olarak haram kılınmış büyük bir günahtır. “0 faizli” gibi cazip görünen teklifler karşısında uyanık olmak, işin aslını araştırmak ve faiz şüphesi taşıyan uygulamalardan kaçınmak hepimizin görevidir. Unutmayalım ki, haramdan elde edilen kazançta bereket olmaz. Helal yoldan kazanmak ve harcamak, az da olsa, bereketi ve Allah’ın rızasını beraberinde getirir. Şüpheli durumlarda alimlere danışmak ve ihtiyata uygun davranmak en doğru yoldur. Rabbim hepimizi faizin her türlüsünden muhafaza eylesin ve helalinden kazanıp helal yolda harcamayı nasip etsin. Amin.

Kaynakça

  • Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi (2/275-279), Âl-i İmrân Suresi (3/130).
  • Buhârî, Muhammed bin İsmail. Sahîh-i Buhârî, Bed’ü’l-vahy (1).
  • Müslim, bin Haccâc. Sahîh-i Müslim, Müsâkât (105, 106), İmâre (155).
  • Ebû Dâvûd, Süleyman bin Eş’as. Sünen-i Ebî Dâvûd, Büyû‘ (4).
  • Kâsânî, Ebû Bekir bin Mes‘ûd. Bedâiu’s-sanâi‘ fî tertîbi’ş-şerâi‘. Beyrut, 1997.
  • Mevsılî, Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd. el-İhtiyâr li-ta‘lîli’l-muhtâr. Beyrut, 1999.
  • İbn Âbidîn, Muhammed Emîn. Reddü’l-muhtâr ale’d-dürri’l-muhtâr. Beyrut, 1992.
  • İslam Fıkıh Akademisi (İİT Bünyesindeki). Faiz ve Enflasyon ile İlgili Kararları.
  • Din İşleri Yüksek Kurulu (Diyanet İşleri Başkanlığı). Faiz, Kredi Masrafları ve Enflasyon Farkı ile İlgili Fetvaları (Genel ağ ve yayınlarından erişilebilir).

(Not: Hadis ve fıkıh kaynakları için genel kabul görmüş referanslar kullanılmıştır. Baskı ve tahric farklılıkları olabilir.)

Views: 2

İlginizi Çekebilir:Cemaatle Namazın Hükmü
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

What Is Belief in the Day of Judgment?
Ahiret Gününe İman Nedir?
Characteristics of the Quran
Kuran-ı Kerim’in Özellikleri
Can One Continue Eating Until The End Of The Dawn Call To Prayer (Adhan) During Suhoor?
Sahurda Ezan Bitene Kadar Yemek Yenilebilir mi?
How to Pray Isha Salat?
Yatsı Namazı Nasıl Kılınır?
How To Perform The Witr (Vitir) Prayer
Vitir Namazı Nasıl Kılınır?
Does eating or drinking forgetfully break the fast?
Unutarak Yemek İçmek Orucu Bozar Mı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2025 |