3. Dünya Savaşını Çoktan Planlamışlar! | Albert Pike Mektubu
Geleceği tahmin etmek, insanlık tarihinin en büyük meraklarından biridir. Nostradamus ve Baba Vanga gibi kahinler, birçok kişi tarafından “geleceği görmüş” figürler olarak anıldı. Ancak, tarihin en etkileyici ve sistematik kehanetlerinden biri, Amerikalı general Albert Pike tarafından 1871 yılında yazıldığı iddia edilen bir mektupta karşımıza çıkıyor.
- 3. Dünya Savaşını Çoktan Planlamışlar! | Albert Pike Mektubu
- Albert Pike ve Masonluk: Tarihi Bir Portre
- Albert Pike Kimdir?
- Mektubun Gönderildiği Kişi: Giuseppe Mazzini
- Tarihin En Gizemli Mektubu: Üç Büyük Savaşın Planı
- Birinci Dünya Savaşı: Rusya’da Komünizmin Doğuşu
- İkinci Dünya Savaşı: Faşizm ve İsrail’in Doğuşu
- Üçüncü Dünya Savaşı: Müslümanlar ve Siyonistler Arasında Çatışma
- Yeni Dünya Düzeni: Nihai Hedefler ve Stratejiler
- Dinlerin Yavaş Yavaş Yok Edilmesi
- Lucifer Doktrini ve Evrensel İdeoloji
- İsrail-Filistin Çatışması: Küresel Etkiler
- Tarihin Süregelen Bir Çatışması
- Günümüzdeki Gelişmeler
- Sonuç: Gelecek Bizi Nereye Götürüyor?
- Sık Sorulan Sorular
Bu mektup, sadece gelecek savaşları değil, bu savaşların nasıl bir dünya düzenine hizmet edeceğini de planlıyor. Masonluk, Illuminati ve Yeni Dünya Düzeni gibi kavramların etrafında şekillenen bu metin, insanlık tarihini ve modern dünyayı anlamak için derin bir perspektif sunuyor. Özellikle İsrail-Filistin çatışmasının derinleştiği günümüzde, Pike’ın planlarının ne kadarını hayata geçtiğini ve gelecekte bizi nelerin beklediğini görmek için bu mektubu incelemek oldukça önemli.
Bu yazıda, Pike’ın mektubundaki üç büyük savaş planına, masonların bu süreçteki rolüne ve özellikle Müslüman dünyası ile ilgili yapılan öngörülere derinlemesine dalacağız.
Albert Pike ve Masonluk: Tarihi Bir Portre
Albert Pike Kimdir?
Albert Pike, 1809 yılında doğmuş ve 1891’de hayatını kaybetmiş Amerikalı bir general, yazar ve avukattır. Ancak onu diğer generallerden ayıran özellik, Masonluk hiyerarşisindeki yüksek pozisyonudur. Pike, 1859 yılında Masonların en üst kademesine, yani “Büyük Üstat” seviyesine ulaşmış ve bu pozisyonu sayesinde dünya çapında bir üne kavuşmuştur. İddialara göre, Pike sadece bir Mason lideri değil, aynı zamanda Illuminati’nin fikir mimarlarından biri ve Yeni Dünya Düzeni’nin kilit isimlerinden biriydi.
Pike’ın düşünceleri, sadece bir topluluğun üyelerine değil, dünya siyasetini ve dinamiklerini şekillendiren birçok plana temel oluşturmuştur. Onun yazdığı iddia edilen 1871 tarihli mektup, dünya tarihindeki en dikkat çekici ve tartışmalı belgelerden biri olarak öne çıkar.
Mektubun Gönderildiği Kişi: Giuseppe Mazzini
Pike’ın mektubu yazdığı iddia edilen kişi, İtalyan bir siyasetçi ve devrimci olan Giuseppe Mazzini’dir. Mazzini, Avrupa’daki cumhuriyetçi ve muhafazakar hareketlerin öncüsü olarak tanınır. Ancak aynı zamanda üst düzey bir Mason olan Mazzini’nin, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk İtalyan Mason locasını kurduğu da bilinmektedir. Mektubun Mazzini’ye gönderilmiş olması, bu iki figürün Masonluk ve Illuminati üzerinden nasıl bir etkileşim içinde olduğunu da gösterir.
Tarihin En Gizemli Mektubu: Üç Büyük Savaşın Planı
Albert Pike’ın mektubu, dünya tarihini değiştiren üç büyük savaşı detaylı bir şekilde planladığı iddiasıyla bilinir. Her bir savaş, sadece dönemin siyasetini değil, aynı zamanda küresel ideolojik yapıyı da şekillendirmeyi amaçlıyordu.
Birinci Dünya Savaşı: Rusya’da Komünizmin Doğuşu
Pike’ın planına göre, Birinci Dünya Savaşı’nın amacı Rus Çarlığı’nı yıkmak ve yerine ateist bir ideoloji olan komünizmi yerleştirmekti. Çarlığın yıkılmasıyla Bolşevik Devrimi gerçekleşmiş ve komünizm, dünya siyasetinde güçlü bir aktör haline gelmiştir.
Bu savaş, sadece siyasi bir devrim yaratmakla kalmadı, aynı zamanda dünyadaki mevcut güç dengelerini de kökten değiştirdi. Komünizmin yükselmesiyle dinler üzerinde baskı artmış, toplumsal yapılar sekülerleşme yolunda önemli bir adım atmıştır.
İkinci Dünya Savaşı: Faşizm ve İsrail’in Doğuşu
Mektubun ikinci planı, faşist ve Siyonist hareketler arasında bir çatışma yaratmayı öngörüyordu. Bu plan doğrultusunda, savaşın sonunda faşist rejimlerin yok edilmesi ve Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Bu öngörü, 20. yüzyılın gerçekliğiyle neredeyse birebir örtüşmektedir. Nazi Almanyası’nın çöküşü ve Holokost sonrasında Yahudiler Filistin’e göç etmiş ve 1948’de İsrail Devleti kurulmuştur. Bu, sadece tarihi bir olay değil, aynı zamanda uzun vadeli bir planın hayata geçirilmiş hali olarak yorumlanabilir.
Üçüncü Dünya Savaşı: Müslümanlar ve Siyonistler Arasında Çatışma
Pike’ın mektubunda en dikkat çekici ve tartışmalı bölüm, Üçüncü Dünya Savaşı planıdır. Bu savaşın, Müslümanlar ile Siyonistler arasında çıkacağı ve iki tarafın da birbirini yok edecek şekilde mücadele edeceği yazılıdır. Pike’a göre bu savaş, dünya üzerindeki kaosu artırarak yeni bir düzenin kurulmasına zemin hazırlayacaktır.
Günümüzde İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalar ve İslam dünyasındaki bölünmeler, bu planın hayata geçirilmiş bir parçası gibi görünüyor. Özellikle Orta Doğu’daki savaşlar ve küresel güçlerin bu bölgedeki müdahaleleri, bu planın işleyişine ışık tutar nitelikte.
Yeni Dünya Düzeni: Nihai Hedefler ve Stratejiler
Dinlerin Yavaş Yavaş Yok Edilmesi
Pike’ın mektubunda belirtilen en önemli hedeflerden biri, dinlerin etkisiz hale getirilmesidir. Nihilizmin, ateizmin ve sekülerizmin teşvik edilmesiyle toplumlar, geleneksel inançlardan uzaklaştırılacaktır. Bugün, kiliselerin kapanması ve dinsel ibadetlerin azalması gibi olaylar bu planın bir yansıması olarak görülebilir.
Örneğin, Türkiye’de ateist oranının son 10 yılda üç kat artmış olması veya Batı ülkelerinde Hristiyanlık inancına olan ilginin azalması, bu eğilimin kanıtıdır.
Lucifer Doktrini ve Evrensel İdeoloji
Mektubun en çarpıcı ifadelerinden biri, “Lucifer’in ışığına ulaşmak” olarak tanımlanan bir evrensel doktrinden bahsedilmesidir. Bu metafor, dinlerden bağımsız bir dünya görüşünü temsil eder. İnsanlar, geleneksel dinlerden uzaklaştırılarak, yeni bir “evrensel düzenin” bir parçası haline getirilecektir.
İsrail-Filistin Çatışması: Küresel Etkiler
Tarihin Süregelen Bir Çatışması
İsrail-Filistin çatışması, 20. yüzyılın başından beri süregelen ve küresel siyaseti etkileyen bir meseledir. Albert Pike’ın öngörüsüne göre, bu çatışma sadece iki taraf arasında değil, aynı zamanda büyük devletlerin de müdahil olduğu küresel bir savaşın başlangıcı olacaktır.
Günümüzdeki Gelişmeler
Son yıllarda Kudüs, Gazze ve Batı Şeria’da artan çatışmalar, bu öngörüyü doğrular niteliktedir. Bu çatışmalar, sadece bölgesel değil, aynı zamanda uluslararası bir boyuta sahiptir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’e olan desteği ve İslam dünyasında artan tepkiler, bu süreci hızlandırmaktadır.
Sonuç: Gelecek Bizi Nereye Götürüyor?
Albert Pike’ın mektubu, gerçek ya da kurgu olsun, insanlık tarihiyle şaşırtıcı derecede uyumlu bir tablo çizmektedir. Dinlerin yavaş yavaş etkisini kaybetmesi, İsrail-Filistin çatışmasının derinleşmesi ve seküler bir dünya düzenine doğru ilerleyen adımlar, bu planın parçası gibi görünmektedir.
Bu kehanetlerin gelecekte nasıl sonuçlanacağı bilinmez. Ancak bir gerçek var ki, insanlık tarihindeki güç mücadeleleri ve kaos planları, bizleri her zaman düşünmeye ve sorgulamaya sevk etmiştir. Dünya gerçekten yeni bir düzene mi gidiyor, yoksa bu kehanet sadece tarihin bir cilvesi mi?
Sık Sorulan Sorular
Albert Pike’ın mektubu gerçek mi?
Mektubun varlığı kesin olarak kanıtlanmamıştır, ancak içeriği birçok tarihsel olayla örtüşmektedir
.
Mektuptaki Üçüncü Dünya Savaşı planı neyi içeriyor?
Müslümanlar ve Siyonistler arasında büyük bir savaşın çıkacağı ve bu savaşın küresel kaosa neden olacağı belirtilmiştir.
Yeni Dünya Düzeni nedir?
Dinlerin etkisiz hale getirildiği, sekülerizme dayalı evrensel bir ideolojinin hâkim olduğu bir dünya düzenidir.
Masonluk bu süreçte nasıl bir rol oynuyor?
Masonluk, Albert Pike ve Giuseppe Mazzini gibi figürlerle, dünya siyasetini etkileyen birçok planın içinde yer almıştır.
İsrail-Filistin çatışması bu planın bir parçası mı?
Bu çatışma, Pike’ın öngördüğü Müslüman-Siyonist çatışmasının başlangıcı olarak yorumlanabilir.
Dinlerin etkisi azalıyor mu?
Veriler, dünya genelinde dini inançlara olan ilginin azaldığını ve sekülerizmin yükseldiğini göstermektedir.
Views: 7