Ümmü Sübyan Belirtileri ve Korunma Duası

Ümmü Sübyan, dişi bir şeytan veya dişi cindir. İnsan soyuna zarar vermek için yemin etmiştir ve hep bu amaca ulaşmak için mücadele eder ve musallat olur.


Ümmü Sübyan Nedir

Musallat olduğu kişilerin Ümmü Sübyan muskası / duası taşıması gerektiği rivayet edilir. Ümmü Sübyan, Arapça’da “Çocukların Anası” anlamına gelir. Türkçe’deki ismi ise Alkarısı’dır. Hristiyan ve Musevi kaynaklarında Lilith olarak bilinir. Lilith’in; Hz. Eyüp’e eziyet etmek için çocuklarını öldüren iblis olduğu da rivayet edilir. Türk mitolojisindeki lohusa kadınları ve bunların bebeklerini boğarak öldüren Albastı / Albız iblisi ile Ümmü Sübyan aynı varlıktır. İnanışlardaki nüanslar ve muhtelif toplumlardaki isimleri farklı farklı olsa da bahsi geçen şey Ümmü Sübyan’dır.


Ümmü Sübyan Duası

Aşağıda yer alan ve Ashabı Kehf’in isimlerini içeren dua, yazılıp; ümmü sıbyan’ın verdiği rahatsızlıklardan muzdarip olan kişinin üzerinde taşıtılırsa korunmuş ve kurtulmuş olur.


نَالُوشٍ لَيُوشٍ عَيْنُوشٍ مَرْدُوشٍ فَنُوشٍ قَرْدُوشٍ حَشُوشٍ لَهُوشٍ دَرُوشٍ أُمُّ الصِّبْيَانِ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ. وَصَلَّى اللَّهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ.


Okunuşu: Nâluşin leyûşin aynûşin merdûşin fenûşin kardûşin haşûşin lahûşin derûşin ümmü’s-sibyân ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm. Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellem.


Ümmü Sübyan Hastalığından Korunmak İçin Yazılacak Ayetler

Ümmü Sıbyan’dan korunmak için 22 Besmele, 2 Fatiha, 1 Ayetel Kürsi, 1 İhlas, 1 Felak, 1 Nas sureleriyle, Kalem suresinin 51. ve 52. ayetleri bir kağıda yazılıp muska haline getirilerek, bebeğin üstüne takılmalıdır. Bir hadisi şerif meali de şöyledir: “Yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet okunursa, “Ümmü sıbyan” hastalığından korunmuş olur.” ((Beyheki))

Ümmü Sübyan ve Zararları

Hamile kadınlara ve karnındaki bebeğe, yeni doğmuş bebeklere ve anneye musallat olur. Bunların yanı sıra ihtiyar erkek ve kadınlara da musallat olur ve hastalanmalarına yol açar. Musallat olduğu bebekler üzerinde hamilelikte düşük, doğumdan sonra havale, sebepsiz görünen aşırı ağlamalar, gece sıçrayarak uyanmalar ya da hiç uyuyamama, özürlü doğum, hastalıklı doğum, cam kemik hastalığı, dawn sendromu, otizm, vücutta gelişim bozukluğu gibi hastalık ve rahatsızlıklara yol açar.

*

En hafif zararı ise çocuklarda hiperaktivite ve hayat boyu musallattır. Ümmü Sübyan, bebeği mümkün olursa doğmadan önce olmazsa doğduktan sonra telef etmeye çalışır. Ümmü Sübyan’a maruz kalan anne adayı sürekli düşükle karşılaşır ya hiç doğum olmaz ya da doğum gerçekleşti ise doğan çocuk, yukarda sayılan hastalıklarla yaşamaya mecbur olup pasif birer birey olarak yaşamaya mahkum kalırlar. Ayrıca çoğunlukla doğurganlık ve üreme yeteceğinden de mahrum kalırlar. Düşük esnasında bazı durumlarda bebekle birlikte anne anne adayının da hayatı tehlikeye girer ve bazı durumlarda anne hayatını kaybeder.

*

Ümmü Sübyan Atakları Nasıl Olur

Çocuk ana rahminde telef olmadı ise doğumu takip eden süreç hep sıkıntılı geçer. Çocukta ve annede sürekli nükseden hastalıklar, gece korkmaları, musallat durumları, sürekli ve sebepsiz; hiç durmayan ağlamalar başlar. Ümmü Sübyan’ın musallat olduğu çocuklar; sistematik olarak 1 yaş, 3 yaş, 5 yaş, 7 yaş ve 11 yaşlarında havale, bayılma, çeşitli ve şiddetli hastalıklar, kazalar ve ölüm tehlikeleri atlatırlar.

*

Bu; yaş aralıklı ataklar, doğum günü tarihine art-eksi bir ay gibi dönemlere denk gelebilir ve genelde bu şekilde olur. Ümmü Sıbyan, yukarıda sayılan yaş dönümlerinde çocuğun ölümüne sebep olmaya çalışır. Bu süreçte çocuk ölmeden 11 yaşını bitirebilirse eğer tekrar Ümmü Sübyan’a bağlı ölüm tehlikesi atlatmaz. Bununla beraber ömür boyu musallatlı kalır. Bu bireyler genelde evlenemez ve üreyemez. Çoğunluğu ise ergenlik döneminden sonra tedaviyi kabul etmez. Çok nadir olarak güçlü bir kişiliğe sahip olanlar ya da manevi destek görenler, sağlam bir manevi eğitim alanlar, bu yaştan sonra nadiren tedaviyi kabullenir.

Ümmü Sübyan Nasıl Musallat Olur 

Ümmü Sübyan, yukarıda da ifade edildiği gibi dişi bir şeytandır. İnsanlara genelde; yaşlı, kötü giyimli ve çirkin bir kadın kılığında görünür. Hamile kadınla ile yahut bebekle göz göze geldiğinde mim (işaret) bırakıp gider. Sadece gözünün içine bakar ve o an musallatı başlar. Bunun haricinde çeşitli hayvan şekillerinde ve nadiren böcek şeklinde de gelebilir. Ama her şekilde göz göze gelme şeklinde hastalık başlar. Yani Ümmü Sübyan bakışları ile tesir eder.

*

Ümmü Sübyanın Yaşlılara Etkisi

Ümmü Sübyan, anne ve bebek dışında çoğunlukla 6o yaş üstü insanlara da musallat olur. Bu kişilere genellikle; mezarlıklarda, izbe, pis yerlerde, ıssız ortamlarda musallat olur. Musallat şekli ise hamile ve bebeklerdeki ile aynıdır yani göz göze gelme… Yaşlılardaki etkisi ise aklını kaybetme, görünmeyen kişilerle konuşma yahut ani ve sebepsiz gelişen, teşhisi konulamayan veya zor ve geç konulan hastalıklardır. Bu sebeple 60 yaş üstü erkek ve kadınların izbe, ıssız, pis yerlere uğramamaları ya da mecbur kaldıkları durumda ise Besmele ile yahut korunma duaları okuyarak oralardan geçmeleri gerekir. Mümkünse bu gibi yerlere yalnız gitmemeleri tavsiye edilir.

*

Ümmü Sübyan Neden Musallat Olur 

Ümmü Sübyan’a maruz kalmanın kesin olarak bilinen bir sebebi yoktur. Tabiri caizse tamaman şansa kalmış bir durumdur. Ancak Ümmü Sıbyan musallatına maruz kalma ihtimalini yükselten bazı faktörler de vardır. Bunların ilki; çocuk sahibi olacak anne ya da babaya büyü yapılmış olmasıdır. Parlak insanların ve ilmi olarak soylu kişilerin de çocukları, torunları bu tehlikeye ortalama insanlardan daha fazla açıktır. Çünkü gelecek olan bebek mutlaka atasının izinden gidecek ya bir maneviyat büyüğü olup insanlara faydalı olacak ya da belki bir önder belki bir bilim adamı olup insanlığı geliştirecektir. İşte bu sebeple Ümmü Sübyan bunu engellemeye çalışır. Çünkü insanlığın önüne koyacağı her engel onun amacına hizmet eder.

*

Ümmü Sübyandan Korunma

Tüm bunlara karşın Ümmü Sıbyan, korunması mümkün olan bir musallat çeşididir. Ümmü Sıbyan korumasını uygulayan ve musallatı def eden kişinin bu gibi işlerde ehil olması şarttır. Aksi halde bununla baş edemez. Korunma mutlaka anne ve çocuğa birlikte yapılmalıdır. Günümüzde bazı Museviler arasında bir adet olarak, lohusa kadın akşamları evde yalnız bırakılmaz. Yine akşamları; çamaşır ipinde çocuk bezi bırakılmaz. Çünkü bunları gören Lilith’in o evde çocuk olduğunu anlamasından korkulur.

*

Ümmü Sıbyan’dan korunma ve kurtulmak için yapılması gerekenlerden bazıları şunlardır: Yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunursa ona Ümmü Sıbyan denen cin dokunamaz. Cinlerin bazen insanlara vesvese vermek gibi küçük zararlarının dokunması mümkündür. Ancak bunun çaresi temiz olmak, banyo ve tuvalet edebine riayet etmek ve her meşru işe Besmele ile başlamaktır.

*

Bunlara uyulduktan sonra cin denen varlıkların insanlara zarar verebilmeleri söz konusu olamaz ve onlar sanıldığı kadar da güçlü varlıklar değildir. Bir hadisi şeriflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Cinsel ilişkiye başlarken ‘Bismillahi’l Azîm. Allahümme cennibne’ş-şeytane ve cennbi’ş-şeytane mâ-razektenâ’ derseniz çocuğunuza cinler ve şeytanlar zarar veremez.” buyurmuşlardır. Anlamı şudur “Yüce Allah’ın adıyla. Allah’ım! Bizi şeytandan, şeytanı da bize vereceğinden uzaklaştır.” Bu duanın illa Arapça’sını okumak şart değildir. Türkçe de okunabilir.


Ümmü Sübyan’dan Korunma Duası (Uzun)

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ *
بِسْمِ اللَّهِ وَبِاللَّهِ وَمِنَ اللَّهِ وَإِلَى اللَّهِ وَلَا غَالِبَ إِلَّا اللَّهُ وَلَا يَفُوتُهُ هَارِبٌ وَهُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ *
وَأُعِيذُ مَنْ عَلَّقَ عَلَيْهِ هَذَا الْكِتَابَ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ وَأُعِيذُهُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ وَبِأَسْمَائِهِ الْعَامَّةِ مِنْ شَرِّ السَّامَّةِ وَالْهَامَّةِ وَالْعَيْنِ اللَّامَّةِ وَمِنْ شَرِّ ابْنِ قَطْرَةَ وَمَا وَلَدَ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ وَأَعُوذُ بِاللَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ رَبِّ الْمَلَائِكَةِ وَالرُّوحِ رَبِّ الْعَرْشِ الَّذِي لَا تَهَوَّرُ الْعَيْنُ الَّتِي لَا تَنَامُ وَالْحَيُّ الَّذِي لَا يُدَامُ وَالْقَيُّومُ الَّذِي لَا يُضَامُ وَالرُّوحُ الَّذِي يُغْلَبُ وَأُعِيذُ بِرَبِّ جِبْرَائِيلَ وَمِيكَائِيلَ وَإِسْرَافِيلَ وَصَرْفَيَائِيلَ وَرَبِّ الْمَلَائِكَةِ الَّذِينَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ

وَبِالِاسْمِ الَّذِي اسْتَنَارَتْ بِهِ الشَّمْسُ وَأَضَاءَ بِهِ الْقَمَرُ وَبِالِاسْمِ الَّذِي هُوَ مَكْتُوبٌ تَحْتَ الْعَرْشِ وَبِالِاسْمِ الَّذِي نَزَلَ بِهِ جِبْرَائِيلُ وَمِيكَائِيلُ وَإِسْرَافِيلُ وَعَزْرَائِيلُ عَلَى مُحَمَّدٍ خَاتِمِ النَّبِيِّينَ يَوْمَ الِاثْنَيْنِ وَبِالِاسْمِ الَّذِي خُلِقَتْ بِهِ الْمَلَائِكَةُ وَأَثْبَتَ بِهِ أَقْدَامُ حَمَلَةِ عَرْشِهِ وَبِالْأَسْمَاءِ الْمَكْتُوبَةِ عَلَى قَلْبِ الشَّمْسِ وَأُعِيذُهُ بِاللَّهِ وَبِالرَّحْمَانِ وَبِ كٓهيعٓصٓ وَطهٓ وَيسٓ وَالْقُرْآنِ الْحَكِيمِ

هٓمٓ عٓسٓقٓ وَأُعِيذُهُ بِسْمِ اللَّهِ الْمَحْزُونِ الْمَكْنُونِ الْمُبَارَكِ الطَّاهِرِ الْمُطَهِّرِ الْقُدُّوسِ الْمُقَدَّسِ نُورٌ عَلَى نُورٍ فَوْقَ كُلِّ نُورٍ وَبِالِاسْمِ الَّذِي أَضَاءَتْ بِهِ كُلُّ طَلْعَةٍ وَكُسِرَتْ بِهِ قَوْمُ كُلِّ شَيْطَانٍ وَأَمِنَ بِهِ كُلُّ خَائِفٍ وَبِالِاسْمِ الَّذِي يَمْشِي بِهِ عَلَى الْمَاءِ كَمَا يَمْشِي عَلَى الْأَرْضِ الْيَابِسَةِ وَبِالِاسْمِ الَّذِي سَمَّى بِهِ نَفْسَهُ وَاسْتَوَى بِهِ عَلَى عَرْشِهِ وَاسْتَقَرَّ عَلَى كُرْسِيِّهِ وَبِالِاسْمِ الَّذِي أَقَامَ بِهِ سَمَاوَاتِهِ وَأَرْضَهُ وَجَنَّتَهُ وَنَارَهُ بِهِ ثَبَتَ خَلْقُهُ وَأُعِيذُهُ بِالِاسْمِ الَّذِي فُرِّقَ بِهِ الْبَحْرُ لِمُوسَى وَبَنِي إِسْرَائِيلَ وَأُغْرِقَ فِرْعَوْنُ وَجُنُودُهُ أَجْمَعِينَ

وَبِالِاسْمِ الَّذِي مَشَى بِهِ عِيسَى بْنُ مَرْيَمَ عَلَى الْبَحْرِ فَلَمْ تَبْتَلَّ قَدَمَاهُ وَبِالِاسْمِ الَّذِي هُوَ مَكْتُوبٌ عَلَى وَرَقِ الزَّيْتُونِ وَأُعِيذُهُ بِالْكَائِنِ أَوَّلًا قَبْلَ كُلِّ شَيْءٍ وَالْبَاقِي آخِرًا بَعْدَ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ وَالْخَلْقُ لَهُ أَوَّلًا وَآخِرًا فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللَّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ وَأُعِيذُهُ بِسْمِ اللَّهِ الْكَرِيمِ الْجَلِيلِ وَبِالِاسْمِ الَّذِي وَضَعْتَهُ عَلَى الْأَرْضِ فَاسْتَقَرَّتْ وَعَلَى الْجِبَالِ فَرَسَتْ وَعَلَى النَّهَارِ فَأَنَارَ وَعَلَى اللَّيْلِ فَأَظْلَمَ وَبِالِاسْمِ الَّذِي نَطَقَ بِهِ عِيسَى بْنُ مَرْيَمَ رُوحَ الْقُدُسِ إِذْ كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا وَبِالِاسْمِ الَّذِي أَبْرَأَ بِهِ الْمَرْضَى

وَأَحْيَا بِهِ الْمَوْتَى وَأُعِيذُهُ بِاللَّهِ الْكَرِيمِ وَمُلْكِهِ وَبِأَسْمَائِهِ الْحُسْنَى الَّتِي لَا يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلَا فَاجِرٌ وَلَا يُقَرُّ بِهِ بسم الله جَبَّارٌ عَنِيدٌ وَلَا شَيْطَانٌ مَرِيدٌ وَلَا أَحَدٌ مِنَ الْجِنِّ وَأُعِيذُهُ بِإِلَٰهِ إِسْرَائِيلَ وَالْخَلِيلِ إِبْرَاهِيمَ وَالْكَلِيمِ مُوسَى وَالْمُصْطَفَى مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأُعِيذُهُ وَاسْتَعَاذَ بِهِ آدَمُ وَشِيثُ وَهَابِيلُ وَإِدْرِيسُ وَنُوحٌ وَلُوطٌ وَإِبْرَاهِيمُ وَإِسْمَاعِيلُ وَإِسْحَاقُ وَيَعْقُوبُ وَالْأَسْبَاطُ وَمُوسَى وَهَارُونُ

وَدَاوُودُ وَسُلَيْمَانُ وَعِيسَى وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَى وَهُودٌ وَشُعَيْبٌ وَصَالِحٌ وَإِلْيَاسُ وَالْيَسَعُ وَأَيُّوبُ وَيُوسُفُ وَيُونُسُ وَعِمْرَانُ وَذُو الْقَرْنَيْنِ وَذُو الْكِفْلِ وَذُو النُّونِ وَطَالُوتُ وَدَانْيَالُ وَعُزَيْرٌ وَمُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأُعِيذُهُ بِوَجْهِ اللَّهِ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْبَاقِي بَعْدَ فَنَاءِ كُلِّ شَيْءٍ

وَقُدْرَتُهُ وَسُلْطَانُهُ الَّذِي عَلَا فَقَهَرَ كُلَّ شَيْءٍ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَشَيْطَانَةٍ وَجِنِّيٍّ وَجِنِّيَّةٍ وَإِنْسِيٍّ وَإِنْسِيَّةٍ وَغُولٍ وَغُولَةٍ وَمِنْ شَرِّ كُلِّ عَيْنٍ بَاغِيَةٍ وَنَاظِرَةٍ حَاسِدَةٍ أَوْ خَاطِئَةٍ وَأُذُنٍ سَامِعَةٍ وَأَلْسِنَةٍ نَاطِقَةٍ أَوْ صَامِتَةٍ وَأَيْدٍ بَاطِشَةٍ أَوْ بَاسِطَةٍ وَأَقْدَامٍ مَاشِيَةٍ وَقُلُوبٍ وَاعِيَةٍ وَصُدُورٍ هَادِمَةٍ وَأُعِيذُهُ مِنْ كُلِّ دَاخِلٍ أَوْ خَارِجٍ أَوْ غَادٍ أَوْ رَائِحٍ وَمِنْ شَرِّ سَاكِنِ الرِّيحِ وَكُلِّ أَعْجَمِيٍّ أَوْ مَرِيضٍ أَوْ صَحِيحٍ أَوْ يَقْظَانَ أَوْ نَائِمٍ وَمِنْ شَرِّ جُنُودِ إِبْلِيسَ وَمِنْ شَرِّ أَعْيُنِهِمْ وَمِنْ شَرِّ مَنْ يَعْمَلُ خَطِيئَةً أَوْ يُوَلِّي بِهَا

وَمِنْ شَرِّ مَا يَدْمِرُ الضَّمِيرُ وَتَنْعَقِدُ عَلَيْهِ الْعُقُودُ وَمِنْ شَرِّ مَنْ يَسْكُنُ الْقُبُورَ وَالْجِبَالَ وَالْبِحَارَ وَالْكُهُوفَ وَالْحَيَاضَ وَالْأَحْرَاجَ وَالْعِمْرَانَ وَمِنْ شَرِّ مَنْ يَسْكُنُ الظُّلُمَاتِ وَيَسِيرُ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمِنْ شَرِّ مَنْ يَكُونُ الْوُحُوشُ وَالطُّيُورُ وَمَنْ يَكُونُ فِي الْأَرْحَامِ وَالْأَجْسَادِ وَالْآكَامِ وَمِنْ شَرِّ مَنْ يَغُودُ فِي الصُّدُورِ أَوْ يَسْتَرِقُ السَّمْعَ بِسْمِ اللَّهِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْكَرِيمُ الْأَكْرَمُ الْكَبِيرُ الْأَكْبَرُ الْعَزِيزُ الْأَعَزُّ الْجَلِيلُ الْأَجَلُّ الْعَظِيمُ الْأَعْظَمُ الْمَكْتُوبُ فِي سُرَادِقِ عَرْشِهِ

لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ وَأُعِيذُهُ بِاللَّهِ الَّذِي اصْطَفَى مُوسَى وَأَعْطَاهُ التَّوْرَاةَ وَكَلَّمَهُ بِطُورِ سِينَاءَ وَمَنَّ عَلَيْهِ بِهَارُونَ أَخِيهِ وَبِمَا نَجَّى بِهِ إِبْرَاهِيمَ مِنْ نَارِ نَمْرُودِ الْجَبَّارِ وَبِمَا أَنْعَمَ بِهِ عَلَى يَعْقُوبَ وَأَعْزَمْتُ عَلَيْكُمْ أَيُّهَا الْأَرْوَاحُ الْمُرَدَّةُ الْعَاصِيَةُ الْمُخَالِفَةُ مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ وَالسَّحَرَةِ وَالْمُتَابِعِ وَأُمِّ الصِّبْيَانِ وَالْجِنِّيِّ بِعَزَائِمِ اللَّهِ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْغِلَاظُ الشِّدَادُ الَّتِي لَا يُجَاوِزُهُنَّ أَحَدٌ مِنَ الْعِبَادِ

وَأَعْزِمُ عَلَيْكُمْ بِالَّذِي عَزَمَ بِهِ سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ وَبِالِاسْمِ الَّذِي سَخَّرَ بِهِ الشَّيَاطِينَ لِسُلَيْمَانَ يَعْمَلُونَ بَيْنَ يَدَيْهِ وَبِعَزِيمَتِهِ الَّتِي لَا تُرَامُ وَبَطْشِهِ الَّذِي لَا يُطَاقُ وَقُوَّتِهِ الَّتِي لَا تُغْلَبُ إِلَّا مَا تَبَاعَدْتُمْ وَتَجَنَّيْتُمْ عَمَّنْ عَلَّقَ عَلَيْهِ هَذَا الْكِتَابَ أَوْ شَرَّحَ بِهِ أَوِ اغْتَسَلَ بِهِ فَاصْرِفُوا عَنْهُ بَأْسَكُمْ وَشَرَّكُمْ وَنَارَ أَجْسَامِكُمْ وَتَمْثِيلَ صُوَرِكُمْ لَا يَأْتُونَهُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ

وَلَا مِنْ خَلْفِهِ تَنْزِيلٌ مِنْ حَكِيمٍ حَمِيدٍ بِاللَّهِ خَتَمْنَا وَبِكِتَابِ اللَّهِ الَّذِي أُحْكِمَتْ آيَاتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَكِيمٍ خَبِيرٍ وَبِاللَّهِ اسْتَعَذْنَا وَأَعَذْنَا لَا يَغْلِبُ اللَّهَ غَالِبٌ وَلَا يَفُوتُهُ هَارِبٌ اللَّهُ غَالِبُ كُلِّ شَيْءٍ فَإِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَإِنَّ صَاحِبَ كِتَابِي هَذَا حَسْبُهُ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ

بَلَغَتْ حُجَّةُ اللَّهِ وَظَهَرَ سُلْطَانُ اللَّهِ وَفُرِّقَ أَعْدَاءُ اللَّهِ وَبَقِيَ وَجْهُ اللَّهِ وَأَوَيْتُ يَا حَامِلَ كِتَابِ اللَّهِ الَّذِي هَدَانِي جِوَارَ اللَّهِ وَحِرْزَ اللَّهِ وَكَنَفَ اللَّهِ فَإِنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ وَإِنَّ اللَّهَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا وَأَحْصَى كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا وَأَنْفَدَ كُلَّ شَيْءٍ مُضِرًّا اخْتَتَمْتُ هَذِهِ التَّعْوِيذَةَ بِخَاتَمِ سُلَيْمَانَ بْنِ دَاوُدَ وَخَاتَمِ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ إِنَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ وَالْمَلَائِكَةُ وَأُولُو الْعِلْمِ قَائِمًا بِالْقِسْطِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ *


Okunuşu:

Bismillâhirrahmânirrahıym. Allâhü lâ ilâhe İllâ hüvelhayyül kayyûm* Bismillâhi ve billâhi ve minellâhi ve ilellâhi ve lâ ğâlibe illellâhü ve lâ yefûtühû hâribün ve hüvel hayyül kayyûm* Ve üıyzü men aleka aleyhi hâzel kitâbellezî lâ ilâhe illâ hüve âlimül ğaybi veş şehâdeti hüver rahmânür rahıymü ve üıyzühû bi kelimâtillâhit tâmmeti ve bi esmâihil âmmeti min şerris sâmmeti vel hâmmeti vel aynil lâmmeti ve min şerribni katrate ve mâ velede ve min şerrinneffâsâti fil ukadi ve min şerri hâsidin izâ hasede ve eûzü billâhi rabbil âlemîne rabbil melâiketi ver rûhi rabbil arşillezî lâ tehavverul aynülletî lâ tenâmü vel hayyüllezî lâ yüdâmü vel kayyûmüllezî lâ yudâmü ver rûhullezî yuğlebü ve üıyzü bi rabbi cebrâîle ve mîkâîle ve isrâfîle ve sarfeyâîle ve rabbil melâiketillezîne li rabbil âlemîne

ve bilismaillezistenâratbihişşemsü ve edâe bihil kameru ve bil ismillezî hüve mektûbün tahtelarşi ve bil ismillezî nezele bihî cebrâîlü ve mikâîlü ve isrâfîlü ve azrâîlü alâ muhammedin hâtemin nebiyyîne yevmel isneyni ve bil smillezî hulikabihil melâiketü ve esbete bihî akdâme hameleti arşihî alel ve bil esmaîl mektûbetialâ kalbiş şemsi ve üıyzühû billâhi ve bir rahmâni ve bi kêf hâ yâ ayn sâd ve tâ hâ ve yâ sîn vel kur’ânil hakîmi

hâ mîm ayn sîn kâf ve üıyzühû bismillâhil mahzûnil meknûnil mübârakit tâhiri vel mütahhiril kuddûsil mukaddisi nûrun alâ nûrin fevka külli nûrin ve bil ismillezî edâet bihî küllü tal’atin ve küsirat bihî kavmü külli şeytânin ve emine bihî küllü hâifin ve bilismillezî yemşî bihî alel mâi kemâ yemşî alel erdıl yâbiseti ve bilismillezî Semmâ bihî nefsehû vestevâ bihî alâ arşihî vestekarra alâ kürsiyyihî ve bil ismillezî ekâme bihî semâvâtihî ve erdıhî ve cennetihî ve nârihî bihî sebete halkuhû ve üıyzühû bil ismillezî fürrika bihil bahru li mûsâ ve benî isrâîle ve uğrika fir’avnü ve cünûdühû ecmeıyne

ve bil ismillezî meşâbihî ıysebnü meryeme alel bahri felem tebtelle kademâhü ve bil ismillezî ve bil ismillezî hüve mektûbün alâ verakız zeytûni ve üıyzühû bil kâini evvelen kable külli şey’in vel bâkıy âhıran ba’de külli şey’in vehüvellâhü lâ ilâhe illâ hüve vel halku lehû evvelen ve âhıran feseyek fike hümüllâhü ve hüves semîul alîmü ve üıyzühû bismillâhil kerîmil celîli ve bilismillezî veda’tehû alel erdı festekarrat ve alel cibâli feraset ve alen nehâri fe enârave alel leyli fe azleme ve bil ismillezî netaka bihî ıysebnü meryeme rûhal kudüsi iz kâne fil mehdi sabiyyen ve bilismillezî ebrae bihil merdâ

ve ahyâ bihil mevtâ ve üıyzühû billâhil kerîmi ve mülkihil ve bi esmâihil husnelletî lâ yücâvizühünne berrun velâ fâcirun velâ yükarru bihî bismillâhi cebbârun anîdün velâ şeytânün merîdün velâ ehadün minel cinni ve üıyzühû bi ilâhi isrâîle vel halîli ibrâhîme vel kelîmi mûsâ vel mustafâ muhammedin sallellâhü aleyhi ve selleme ve üıyzühüsteâze bihî âdemü ve şîtü ve hâbîlü ve idrîsü ve nûhun ve lûtun ve ibrâhîmü ve ismâiylü ve ishâku ve ya’kûbu vel esbâtu ve mûsâ ve hârûnü

ve dâvûdü ve süleymânü ve ıysâ ve zekeriyyâ ve yahyâ ve hûdün ve şüaybün ve sâlihun ve ilyâsü velyeseu ve eyyûbü ve yûsüfü ve yûnüsü ve ımrânü ve zül karneyni ve zül kifli ve zün nûni ve tâlûtü ve danyâlü ve uzeyrun ve muhammedün sallellâhü aleyhi ve selleme ve üıyzühû bi vecihillâhillezî lâ ilâhe illâ hüvel bâkıy ba’de fenâi külli şey’in ve kudratühû ve sültânühüllezî alâ fe kahera külle şey’in min külli şeytânin ve şeytânetin ve cinniyyin ve cinniyyetin ve insiyyin ve insiyyetin ve ğûlin

ve ğûletin ve min şerri külli aynin bâğıyetin ve nâzıratin hâsidetin ev hâtıetin ve üzünin sâmiatin ve elsünin nâtıkatin ev sâmmetin ve eydin bâtışetin ev bâsitatin  ve akdâmin mâşiyetin ve kulûbin vâıyetin ve sudûrin  hâdimetin ve üıyzühû min külli dâhilin ev hâricin ev ğâdin ev râihın ve min şerri sâkinir rîhı ve külli a’cemiyyin ev merîdın ev sahıyhın ev yakzânin ev nâimin ve min şerri cünûdi iblîse ve min şerri a’yünihim ve min şerri men ya’melü hatıy’eten ev yüvelleu bihâ

ve min şerri mâ yadmerud damîru ve ten’akıdü aleyhil ukûdü ve min şerri men yeskünül kubûra vel cibâle vel bihâra vel kühûfe vel hıyâda vel ahribrtr vel ımrâne ve min şerri men yeskünüz zulümâti ve yesîru bil leyli ven nehâri ve min şerri men yekûnül vühûşü vet tuyûru ve men yekûnü fil erhâmi vel ecsâdi vel âkâmi ve minşerri men yeğûdu fis sudûri ev yesterikus sem’u bismillâhi lâ ilâhe illâ hüvel kerîmülekramül kebîrul ekberul azîzül eazzül celîlül ecelül azıymül a’zamül mektûbü fî sürâdikı arşihî

lâ ilâhe illellâhü vahdehû lâ şerîke lehû ve üıyzühû billâhillezistafâ mûsâ ve a’tâhüt tevrâte ve kellemehû bi tûri sînâe ve men aleyhi bi hârûne ehıyhi ve bimâ neccâ bihî ibrâhîme min nârin nemrûdil cebbâri ve bimâ en’ame bihî alâ ya’kûbe ve azemtü aleyküm eyyetühelervâhul müraddetül âsıyetül muhâlifetü minel cinni vel insi vesseharati vel mütâbiı ve ümmissıbyâni vel cinniyyi bi azâimillâhillezî lâ ilâhe illâ hüvel ğılâzuş şidâdülletî lâ yücâvizühünne ehadün minel ıbâdi

ve a’zimü aleyküm billezî azeme bihî süleymânübnü dâvûde ve bil ismillezî sehhara bihiş şeyâtıyne li süleymâne ya’melûne beyne yedeyhi ve bi azîmetihilletî lâ türâmü ve batşihillezî lâ yütâku ve kuvvetihilletî lâ tuğlebü illâ mâ tebâadtüm ve tecenneytüm an men alleka aleyhi hâzel kitâbe ev şerra bihî evığtesele bihî vasrifû anhü be’seküm ve şerraküm ve nâra ecsâmiküm ve timsîle suveriküm lâ ye’tûnehû min beyni yedeyhi

velâ min halfihî tenzîlün min hakîmin hamîdin billâhi hâtemnâ ve bi kitâbillâhillezî uhkimet âyâtühû sümme füssılet min ledün hakîmin habîrin ve billâhisteaznâ ve eaznâ lâ yağlibüllâhe ğâlibün velâ yefûtühû hâribün Allâhü ğâlibü külli şey’in fein tevelleytüm feinne sâhıbe kitâbî hâzâ hasbühû Allâhüllezî lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azıymi beleğat huccetüllâhi ve zahera sültânüllâhi ve fürrika a’dâüllâhi ve bekıye vechüllâhi ve eveytü yâ hâmile kitâbillezî hedânî civârallâhi ve hırzellâhi ve kenefellâhi fe innehû alâ külli şey’in kadîrun ve innellâhe

kad ehâta bi külli şey’in ılmen ve ahsâ külle şey’in adeden ve enfede külle şey’in mudırran ıhtetemtü hâzet ta’vîze bi hâtemi süleymânebni dâvûde ve hâtemi muhammedin sallellâhü aleyhi ve selleme eşhedü en lâ ilâhe illellâhü ve eşhedü enne muhammeden rasûlüllâhi innehû lâ ilâhe illâ hüve vel melâiketü ve ülül ılmi kâimen bil kıstı lâ ilâhe illâ hüvel azîzül hakîm* 


Views: 40

İlginizi Çekebilir:Aldatan Kişiyi Bağlama Duası
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Dargınları Barıştırmak İçin Dua Havas
Dargınları Barıştırma Duası
Ölüm Büyüsü Nasıl Yapılır - Havas - Kara Büyü
Ölüm Büyüsü Nasıl Yapılır
Telepati ve Zihin Kontrolü Duası
Telepati Duası ve Zihin Kontrolü
Ayetel Kürsi'nin Hüddamını Çağırma Duası - Havas
Ayetel Kürsi’nin Hüddamını Çağırma
Yasin Suresinin Hüddamını Çağırma
Yasin Suresinin Hüddamını Çağırma
Çok Çocuk Sahibi Olmak İçin Havas Büyü
Çok Çocuk Sahibi Olmak İçin Büyü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2024 |