Kuran’da Kıyamet
Kur’an’da Kıyamet Tasvirleri: Dehşet Anlarının Işığında Tefekkür
Bismillahirrahmanirrahim. Kardeşlerim, gecemiz hayır olsun. Bugün, Kur’an-ı Kerim’in ışığında kıyametin tasvirlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Rabbimiz, bu büyük günün dehşetini ve yaşanacak olayları ayetlerinde açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Bu tasvirler, bizlere hem bir uyarı hem de tefekkür vesilesidir. Kıyametin nasıl bir olay olduğunu Kur’an ayetlerinden okuyarak, bu gerçeğin farkında olmayı ve ona göre yaşamayı dileyelim.
- Kuran’da Kıyamet
- Kur'an'da Kıyamet Tasvirleri: Dehşet Anlarının Işığında Tefekkür
- Kıyametin İlk Habercisi: Sağır Eden Korkunç Ses
- Göklerin Çöküşü ve Yeryüzünün Sarsılışı
- Güneşin ve Ayın Işığının Sönmesi
- Yeryüzünün Altüst Oluşu ve Kabirlerin Açılması
- İnsanların Şahit Olacağı Büyük Hesap
- Dağların Yürütüldüğü ve İnsanların Kaçış Arayışı
- Son Söz: Kurtuluşun Anahtarı
Kıyametin İlk Habercisi: Sağır Eden Korkunç Ses
Kur’an’da kıyametin ilk habercisi olarak, korkunç ve sağır eden bir sesten bahsedilir. Bu sesin etkisiyle dünya nizamı sarsılır ve hayat tamamen altüst olur:
“Kulakları sağır eden o ses geldiğinde… O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. Herkesin kendisini meşgul edecek bir işi vardır.” (Abese, 33-37)
Bu ses, insanın ne yapacağını şaşırmasına neden olacak kadar şiddetlidir. Yeryüzünde insanların korku ve panik içinde sağa sola kaçışacakları, ama kaçacak bir yer bulamayacakları bir andır. Sevdiğiniz anne, baba, eş ya da çocuk bile sizi düşünemez hale gelir. Rabbimiz, bu dehşetli anı bize uyarı olsun diye anlatır.
Göklerin Çöküşü ve Yeryüzünün Sarsılışı
Kıyamet günü, göklerin çatırdayarak yarılması ve yıldızların sönmesiyle kainatın nizamı bozulur. Kur’an, bu anları şöyle tasvir eder:
“O gün gök parçalanır ve yarılır. Yıldızlar dökülüp dağılır, dağlar yürütülür.” (Tekvir, 1-3)
“Dağlar toz duman olup savrulacak. O gün her şey darmadağın olacak.” (Vakıa, 5-6)
Dağların un ufak olması, kainatın dengesinin nasıl bir sarsıntıyla bozulacağını gösterir. Dağlar, dünyanın dengesini sağlayan sabit varlıklardır. Onların yerinden oynatılması, dünyanın sonunun geldiğini apaçık ortaya koyar.
Denizlerin taşması ve kaynaması da kıyametin bir diğer dehşetli alametidir:
“Denizler kaynatıldığı zaman, kabirler alt üst edildiği zaman…” (İnfitar, 3-4)
Bu olaylar, yeryüzündeki yaşamın tamamen sona erdiğini ve kainatın yeni bir aşamaya geçtiğini ifade eder. O gün, ne denizler ne de dağlar insanlara bir sığınak olamaz.
Güneşin ve Ayın Işığının Sönmesi
Kur’an-ı Kerim, kıyamet günü güneşin dürülüp ışığını kaybedeceğini ve yıldızların söneceğini bildirir:
“Güneş dürüldüğünde, yıldızlar kararıp döküldüğünde…” (Tekvir, 1-2)
Bu tasvir, dünya hayatının son bulduğu ana işaret eder. İnsanların alıştığı düzen, tamamen değişir. Güneş gibi bir ışık ve yaşam kaynağının sönmesi, kıyametin dehşetini gözler önüne serer. Yıldızların dökülüp sönmesi ise, kainatın her köşesini kaplayan bir kaosu anlatır.
“O gün gök yarılacak, onun zayıflamış olduğunu göreceksin.” (Hakka, 16)
Gökyüzü, kainatın çatısıdır. O çatının yarılması ve çökmesi, tüm varlıkların sonunu ifade eder.
Yeryüzünün Altüst Oluşu ve Kabirlerin Açılması
Kur’an-ı Kerim, kıyamet günü yeryüzünün altüst olacağını ve kabirlerin açılacağını bildirir:
“Yeryüzü şiddetle sarsıldığı zaman, toprak içindekileri dışarı attığı zaman…” (Zilzal, 1-2)
Bu ayetler, kıyametin fiziksel etkilerini detaylı bir şekilde gözler önüne serer. Yeryüzü öylesine şiddetli bir sarsıntıya maruz kalacaktır ki, toprak altındaki her şey dışarı atılacaktır. Kabirler açılacak, insanlar yeniden diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanacaktır.
“Kabirlerde olanlar diriltilip çıkarıldığı zaman, o gün herkes yaptıklarını görür.” (Zilzal, 6-8)
Bu diriliş, ahiret hayatının başlangıcıdır. Dünyada yapılan her şeyin karşılığı, o gün ortaya çıkacaktır.
İnsanların Şahit Olacağı Büyük Hesap
Kıyamet günü, herkes dünyada yaptıklarının hesabını vermek üzere Allah’ın huzuruna çıkacaktır. Kur’an, bu büyük hesap gününü şöyle anlatır:
“O gün adalet terazileri kurulur. Kimseye zerre kadar haksızlık edilmez. Bir hardal tanesi kadar iyilik veya kötülük bile ortaya konur.” (Enbiya, 47)
Her şeyin kayıtlı olduğu Levh-i Mahfuz’dan hiçbir amel gizli kalmaz. İnsanlar dünyada yaptıkları en küçük iyiliğin ve kötülüğün karşılığını mutlaka görürler.
“O gün kişi işlediklerini hatırlar. Cehennem de görenlerin karşısına çıkarılır.” (Naziat, 34-36)
Bu ayetler, insanı hem korkutmalı hem de düşündürmelidir. Rabbimiz, adalet terazisini kurarak kimseye zulmetmeyeceğini açıkça bildirir.
Dağların Yürütüldüğü ve İnsanların Kaçış Arayışı
Kur’an, kıyametin dehşeti karşısında insanların kaçış arayışını da tasvir eder:
“O gün insan, kaçacak bir yer arar. Fakat kaçıp sığınacak bir yer bulamaz.” (Kıyamet, 10-11)
İnsanlar, korkunun etkisiyle kaçacak delikler arayacak; ancak hiçbir sığınak bulamayacaktır. Herkes Allah’ın huzurunda toplanacak ve amelleriyle yüzleşecektir.
“Dağlar yürütülür, yeryüzü dümdüz olur. O gün insanlar kabirlerinden çıkar, etrafa dağılmış çekirgeler gibi olacaklar.” (Karia, 4-7)
Dağlar gibi sabit varlıkların yerinden oynatılması, kıyametin kainattaki yıkımını gözler önüne serer. İnsanların çekirgeler gibi dağınık halde olmaları ise, büyük bir panik ve çaresizliği ifade eder.
Son Söz: Kurtuluşun Anahtarı
Kur’an, kıyametin dehşetini anlatırken, iman eden ve salih amel işleyenlerin o gün kurtuluşa ereceğini müjdeler:
“O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, rahmet ve nimet içinde olacaklar.” (Duhan, 51-52)
Dünyada yapılan her iyiliğin ve kötülüğün hesabının verileceği bu günde, Rabbimizin rahmetine sığınmak en büyük kurtuluştur.
Ya Rabbi, bizleri kıyamet günü korkusundan muhafaza eyle, hesabımızı kolaylaştır ve rahmetine nail olan kullarından eyle. Amin.
Views: 5