Antikacıdan Alınan Kanlı Günlük | Paranormal Hikaye

Paranormal Hikaye: Antikacıdan bulunan eski bir çocuğun günlüğü, ölen babasının ziyaretlerini, ürkütücü isteklerini ve evdeki gizemli ‘hoca’yı anlatıyor. Gerçek mi, hayal mi?

Covid günlerinde evde oturmaktan bir hayli sıkılmıştım. İnternetle fazla aram yoktur, sadece araştırma yapmak için kullanırım. Bu yüzden zamanımın büyük çoğunluğunu kitap okuyarak geçiriyordum. Yasakların kalktığı bir gün kitap almak için dışarıya çıktım. Bizim yaşadığımız ilde antikacı bir amcamız var. Antikacı dememe bakmayın, daha çok ikinci elci gibi, ne ararsan var. Bazen sahipsiz günlükler de geliyor ve onları okumaktan büyük haz duyuyorum. Yani, günlüğün kimin olduğunu bilmediğim için onun özel hayatına karışmış olmuyor değil mi? Ya da ben kendimi öyle olduğuna inandırmak istiyorum.

Bir çarşamba günü evden çıkıp antikacı amcamın dükkanının yolunu tuttum. Dükkana vardığımda amcamız dükkanı açmamıştı. Evi dükkanın bir üst katında olduğu için evinin ziline bastım. Amcam cama çıktı. Adımı bilmezdi, ben de onun adını bilmem, “amca” derim hep. Yüzüme baktı, “Buyur evladım,” dedi. “Yeni kitaplar geldi mi amca?” diye sordum. “Geldi evladım. Dur ben sana anahtarları atayım. Sen gir, istediğini al, parayı masaüstüne bırakırsın. Bacaklarım ağrıyor yine, merdiven inip çıkamıyorum,” diyerek dükkanın anahtarını aşağı, bana doğru attı.

Amcanın güvenini kazandığım için kendimle gurur duyarken dükkanın kapısını açıp içeriye girdim. Yeni gelen eşyaların içinde bir kitap, günlük veya ajanda arıyordum. Bir sürü işe yaramaz telefon rehberi, yemek tarifleri, birtakım karışım tarifleri yazan kitaplara göz atarken gözüm birden üzerinde kan izi benzeri izler olan bir kitaba ilişti. Kitap mavi renkli, üzerinde bulut resimleri olan bir kitaptı. Bulutların üstündeki kana benzeyen lekeleri incelerken bunun kan olabilme ihtimalini düşünüyordum.

İlk sayfasına baktığımda “Sevgili günlük” diye başlıyordu. Belli ki bir çocuğa ait günlüktü. Merakıma yenik düşüp kitabı aldım. Masanın üstüne 20 TL bırakıp dükkanı kilitledim ve çıktım. Amcaya anahtarlarını geri atıp, “Kitap ne zaman geldi amca?” diye sordum. Amca, “O dün geldi. Köyün birinde heyelan olmuş, insanlar bulabildikleri eşyaları çıkartıp satmış. Oradan da buraya geldi işte,” dedi. “Anladım amca, Allah’a emanet,” diyerek oradan ayrıldım ve evime döndüm. Eve gider gitmez odama çekilip günlüğü okumaya başladım.

Günlükten Satırlar:

  • 23 Nisan 1992, Saat 20:25Sevgili günlük, bugün benim doğum günümdü. Amcamlar, halamlar, dedemle babaannem bizim evimize gelip doğum günümü kutladılar. Amcam sevdiğim oyuncağı almış bana, biliyor musun? O yüzden çok mutlu oldum. Hatta bu gece nasıl uyuyacağımı bilmiyorum. Babamı çok özledim. Bazen odama geliyor ve başımı okşuyor. Bugün benim doğum günüm. Umarım bu gece gelir.
  • 24 Nisan 1992, Saat 19:48Sevgili günlük, dün gece babam geldi. Ben tam uyuyacakken odama girdi. Elindeki oyuncak bebeği bana verdi. Onu aldım. Birazcık pisti ama güzel bir bebekti. Babamla geç saate kadar konuştuk. Allah’tan annem görmedi, yoksa uyumadığım için bana çok kızardı.
  • 25 Nisan 1992, Saat 24:00Çok mutsuzum günlük. Az önce babam odama geldi ve beni dışarıya çıkarmak istedi. “Nereye gideceğiz?” diye sordum. O da bana düğüne, parka gideceğimizi söyledi. Ama bu saatte dışarıya çıkmamam gerektiğini biliyordum. Babama “Hayır olmaz,” dedim. Olmaz deyince beni dövmeye başladı. Şu an her yerim kızarık dolu. Sabah anneme şikayet edeceğim.
  • 14 Haziran 1992, Saat 14:55O adam her gün evimizde bir şeyler yapıyor. Annem onun hoca olduğunu söyledi. Hocalar sadece okulda olmaz mıydı günlük? Ve hoca her gün, her an yanımda, sürekli bir şeyler yapmamı istiyor. Yüzüme karşı anlamadığım bir şeyler söylüyor. Babam o hoca ile konuşmamamı söyledi. Bu yüzden hoca ile hiç konuşmuyorum, ondan hep kaçıyorum. Bazen beni bulmasın diye dolaba saklanıyorum. Orada babam da oluyor. Hem beni hocadan saklıyor hem onunla dolapta oyunlar oynuyoruz.
  • 16 Haziran 1992, Saat Gece 03:05Çok korkuyorum günlük, çok korkuyorum! Bugün ne öğrendim biliyor musun? Babamın dokuz yıl önce öldüğünü! İnanmak istemiyorum. Ben yıllardır babamla oyun oynuyorum. Ama babama güveniyorum. Şimdi beni kapıda bekliyor. Onunla uzaklara kaçacağız. Çünkü buradakiler bize zarar vermek istiyormuş. Babam öyle söyledi.

Views: 14

İlginizi Çekebilir:Kafir Bir Cinin Gözünden Vahşet | Paranormal Hikaye
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Confessions of a Repentant Sorcerer | A True Life Story
Tövbekar Sihirbazın İtirafları | Gerçek Yaşam Öyküsü
Mosque Terror at 3 AM | Paranormal Story
Gece 3’teki Cami Dehşeti | Paranormal Hikayeler
Devil's Land | Paranormal Story
Şeytanın Toprağı | Paranormal Hikaye
Atrocity Through the Eyes of an Infidel Jinn | A Paranormal Story
Kafir Bir Cinin Gözünden Vahşet | Paranormal Hikaye
The Jacket in the Cemetery | A True Ghost Story
Mezarlıktaki Ceket | Gerçek Hayalet Hikayesi
The Paper Collector and the Black Dog | Paranormal Story
Kağıt Toplayıcısı ve Kara Köpek | Paranormal Hikaye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2025 |