Cin Yakan Etkili Ayetler ve Dualar

Cin Yakmanın Güçlü Ayetleri

Manevi sıkıntılara ve görünmeyen varlıkların olumsuz etkilerine karşı korunma mı arıyorsunuz? Kur’an-ı Kerim, müminler için en güçlü sığınaktır. Bu yazıda, “cin yakan ayetler” olarak bilinen ve manevi bir kalkan görevi gören duaları ve uygulama yöntemlerini eksiksiz bulacaksınız.


Manevi Korunma İçin Ayetlerin Gücü ve Uygulama Yöntemi

Kur’an-ı Kerim, sadece bir hidayet rehberi değil, aynı zamanda müminler için bir şifa ve rahmet kaynağıdır. Özellikle manevi rahatsızlıklar, nazar, sihir veya cin kaynaklı olduğu düşünülen olumsuzluklara karşı okunan belirli ayetlerin, Allah’ın izniyle koruyucu bir kalkan oluşturduğuna inanılır. Bu ayetlerin tesirini artırmak için alimler tarafından tavsiye edilen bir uygulama metodu bulunmaktadır. Bu yönteme göre, paylaşacağımız ayetler temiz bir suya ve saf bir zeytinyağına 6 ay boyunca her gün sabırla okunur. Okunan bu sudan her gün içilir ve okunan yağ vücuda sürülür. Bu tertipteki asıl gaye, Allah’ın kelamının şifasına tam bir teslimiyetle sığınmaktır.


Zirve Ayet: Ayetel Kürsi’nin Koruyucu Gücü

Korunma duaları denildiğinde akla ilk gelen, hiç şüphesiz Bakara Suresi’nin 255. ayeti olan Ayetel Kürsi’dir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından “Kur’an ayetlerinin efendisi” olarak nitelendirilen bu ayet, tek başına dahi güçlü bir manevi kalkandır. Gece okuyanın sabaha kadar, sabah okuyanın ise akşama kadar ilahi koruma altına alınacağı müjdelenmiştir.


Bakara Suresi, 255. Ayet

اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ

Okunuşu: Allâhu lâ ilâhe illâ huve-lhayyu-lkayyûm(u), lâ te/ḣużuhu sinetun velâ nevm(un), lehu mâ fî-ssemâvâti vemâ fi-l-ard(i), men że-lleżî yeşfe’u ‘indehu illâ bi-iżnih(i), ya’lemu mâ beyne eydîhim vemâ ḣalfehum, velâ yuhîtûne bişey-in min ‘ilmihi illâ bimâ şâ(e), vesi’a kursiyyuhu-ssemâvâti vel-ard(a), velâ yeûduhu hifzuhumâ vehuve-l’aliyyu-l’azîm(u).1

Anlamı: Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni2 olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır.3 Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir,4 büyüktür.


Kapsamlı Korunma İçin Kur’an’dan Ayetler

Ayetel Kürsi’nin yanı sıra, Kur’an’ın farklı surelerinde yer alan ve özellikle ateş, azap, ilahi kudret ve şeytanların çaresizliği gibi konuları işleyen ayetler de bu niyetle okunmaktadır. Bu ayetler, kötü niyetli varlıklar üzerinde derin bir tesir bırakarak onları uzaklaştırır.


İman ve İnkarın Karşılığı Olan Ayetler

Bu bölümde, Allah’ın ayetlerini inkar etmenin ve O’na karşı gelmenin sonuçlarını bildiren ayetler yer almaktadır.


Bakara Suresi, 266. Ayet

أَيَوَدُّ أَحَدُكُمْ أَنْ تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ لَهُ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَأَصَابَهُ الْكِبَرُ وَلَهُ ذُرِّيَّةٌ ضُعَفَاءُ فَأَصَابَهَا إِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ ۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ5

Okunuşu: Eyeveddu ehadukum en tekûne lehu cennetun min naḣîlin vea’nâbin tecrî min tahtihe-l-enhâru lehu fîhâ min kulli-śśemerâti veesâbehu-lkiberu velehu żurriyyetun du’afâu feasâbehâ i’sârun fîhi nârun fahterakat(k) keżâlike yubeyyinu(A)llâhu lekumu-l-âyâti le’allekum tetefekkerûn(e).6

Anlamı: Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin?7 Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor.


Al-i8 İmran Suresi, 10. Ayet

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا وَأُولَٰئِكَ هُمْ وَقُودُ النَّارِ9

Okunuşu: İnne-lleżîne keferû len tuġniye ‘anhum emvâluhum velâ evlâduhum mina(A)llâhi şey-â(en) veulâ-ike hum vekûdu-nnâr(i).

Anlamı: İnkâr edenlerin malları da evlatları da, Allah’ın azabına karşı kendilerine hiç bir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar, cehennemin yakıtıdırlar.10


Al-i İmran Suresi, 181-182. Ayetler

…لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ فَقِيرٌ وَنَحْنُ أَغْنِيَاءُ ۘ سَنَكْتُبُ مَا قَالُوا وَقَتْلَهُمُ الْأَنْبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَنَقُولُ ذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ11 ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ

Anlamı (Mealen): 181: “Allah fakirdir, biz ise zenginiz” diyenlerin sözünü Allah elbette işitmiştir. Onların bu söylediklerini de, haksız yere peygamberleri öldürmelerini de yazacağız ve kendilerine: “Tadın o yakıcı cehennem azabını!” diyeceğiz.12 182: Bu yakıcı azap, bizzat kendi ellerinizle âhirete gönderdiğiniz suç ve günahlarınızın karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına asla zulmetmez.13


Kehf Suresi, 29. Ayet

وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ فَمَنْ شَاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَاءَ فَلْيَكْفُرْ ۚ إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا ۚ وَإِنْ يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاءٍ كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ ۚ بِئْسَ الشَّرَابُ وَسَاءَتْ مُرْتَفَقًا14

Okunuşu: Vekuli-lhakku min rabbikum(s) femen şâe felyu/min vemen şâe felyekfur(c) innâ a’tednâ lizzâlimîne nâran ehâta bihim surâdikuhâ(c) ve-in yesteġîśû yuġâśû bimâ-in kelmuhli yeşvî-lvucûh(e)(c) bi/se-şşerâbu vesâet murtefekâ(n).15

Anlamı: De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç16 bir yaslanacak yerdir.


Ankebut Suresi, 24. Ayet

فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَنْ قَالُوا اقْتُلُوهُ أَوْ حَرِّقُوهُ فَأَنْجَاهُ اللَّهُ مِنَ النَّارِ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ17

Okunuşu: Femâ kâne cevâbe kavmihi illâ en kâlû-ktulûhu ev harrikûhu feencâhu(A)llâhu mine-nnâr(i)(c) inne fî żâlike leâyâtin likavmin yu/minûn(e).18

Anlamı: (İbrahim’in) kavminin cevabı, “Onu öldürün veya yakın” demekten ibaret oldu. Allah da onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.19


Fussilet Suresi, 40. Ayet

إِنَّ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي آيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا ۗ أَفَمَنْ يُلْقَىٰ فِي النَّارِ خَيْرٌ أَمَّنْ يَأْتِي آمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۚ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ ۖ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Okunuşu: İnne-lleżîne yulhidûne fî âyâtinâ lâ yaḣfevne ‘aleynâ(k) efemen yulkâ fî-nnâri ḣayrun emmen ye/tî âminen yevme-lkiyâme(ti)(c) i’melû mâ şi/tum(s) innehu bimâ ta’melûne basîr(un).20

Anlamı: Âyetlerimiz konusunda doğru yoldan sapanlar bize asla gizli kalmaz. Düşünün bakalım; kıyâmet günü ateşin içine atılan mı daha iyidir, yoksa büyük duruşmaya tam bir güven içinde gelen mi? İstediğinizi yapın; hiç şüphe yok ki O, bütün yaptıklarınızı görmektedir.21


Muhammed Suresi, 15. Ayet

…كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاءً حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءَهُمْ

Anlamı (İlgili Bölüm): …Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?


Kamer22 Suresi, 4. Ayet

وَلَقَدْ جَاءَهُمْ مِنَ الْأَنْبَاءِ مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ

Okunuşu: Ve lekad câehum mine-l-enbâ-i mâ fîhi muzdecer(un).

Anlamı: Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi.


Ateş, Azap ve Cehennem Tasvirleri

Bu ayetler, cehennem azabının dehşetini ve inkarcıların karşılaşacağı acı sonu canlı bir şekilde tasvir ederek caydırıcı bir etki oluşturur.


Nisa Suresi, 56. Ayet

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا سَوْفَ نُصْلِيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُمْ بَدَّلْنَاهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا الْعَذَابَ ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًا23

Okunuşu: İnne-lleżîne keferû bi-âyâtinâ sevfe nuslîhim nâran kullemâ nadicet culûduhum beddelnâhum culûden ġayrahâ liyeżûkû-l’ażâb(e),24 inna(A)llâhe kâne ‘azîzen hakîmâ(n).

Anlamı: Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.25


Maide Suresi, 37. Ayet

يُرِيدُونَ أَنْ يَخْرُجُوا مِنَ النَّارِ وَمَا هُمْ بِخَارِجِينَ مِنْهَا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُقِيمٌ

Okunuşu: Yurîdûne en yaḣrucû mine-nnâri vemâ hum biḣâricîne minhâ(s) velehum ‘ażâbun mukîm(un).

Anlamı: Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkabilecek değillerdir. Onlara sürekli bir azap vardır.


İbrahim Suresi, 15-17. Ayetler

وَاسْتَفْتَحُوا وَخَابَ كُلُّ جَبَّارٍ عَنِيدٍ مِنْ وَرَائِهِ جَهَنَّمُ وَيُسْقَىٰ مِنْ مَاءٍ صَدِيدٍ يَتَجَرَّعُهُ وَلَا يَكَادُ يُسِيغُهُ وَيَأْتِيهِ الْمَوْتُ مِنْ كُلِّ مَكَانٍ وَمَا26 هُوَ بِمَيِّتٍ ۖ وَمِنْ وَرَائِهِ عَذَابٌ غَلِيظٌ

Anlamı27 (Mealen): 15: Peygamberler, düşmanlarına karşı Allah’tan yardım istedi, Allah da onlara yardım etti; sonunda bütün inatçı zorbalar hüsrâna uğrayıp, perişan oldu gitti.28 16: Bu perişanlığın ardından cehennem azabı gelecek; orada onlara kanlı ve irinli su içirilecek. 17: O berbat suyu azar azar yudumlamaya çalışacak, fakat bir türlü boğazından geçiremeyecek. Ayrıca29 ölüm onu dört bir yandan kuşatacak; fakat, ölmek istese bile, asla ölüp kurtulamayacak! Ardından da daha şiddetli bir azap gelecek.30


İbrahim Suresi, 49-50. Ayetler

وَتَرَى الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ مُقَرَّنِينَ فِي الْأَصْفَادِ سَرَابِيلُهُمْ مِنْ قَطِرَانٍ وَتَغْشَىٰ وُجُوهَهُمُ النَّارُ

Anlamı (Mealen): 49: O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün. 50: Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.31


Enbiya Suresi, 39, 68, 98. Ayetler

Anlamı (Mealen): 39: İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiçbir yardım da görmeyecekleri vakti bir bilseler! … 68: (İçlerinden bazıları), “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler. … 98: Hiç şüphesiz siz ve Allah’tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz oraya varacaksınız.


Hac Suresi, 9, 19, 22. Ayetler

Anlamı (Mealen): 9: …Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız. … 19: …Kâfirlere cehennemde ateşten elbiseler biçilecek, başlarının üzerinden de kaynar su dökülecektir. … 22: Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, “Tadın yangın azabını” denilir.32


Müminun Suresi, 103-104. Ayetler

Anlamı (Mealen): 103: Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır.33 104: Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar.34


Neml Suresi, 90. Ayet

وَمَنْ جَاءَ بِالسَّيِّئَةِ فَكُبَّتْ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ هَلْ تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

Anlamı: Kimler de kötü amel getirirse, yüzüstü ateşe atılırlar. (Onlara), “Ancak yaptıklarınızın karşılığını görüyorsunuz” (denir.)35


Ahzab Suresi, 66. Ayet

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا أَطَعْنَا اللَّهَ وَأَطَعْنَا الرَّسُولَا

Anlamı: Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, “Keşke Allah’a ve Resûl’e itaat edeydik” diyecekler.


Fatır Suresi, 36-37. Ayetler

Anlamı (Mealen): 36: İnkâra saplanmış olanlara gelince, onlar için cehennem ateşi vardır. Ne haklarında ölüm kararı verilir ki ölüp de azaptan kurtulsunlar. Ne de tattıkları azaptan en küçük bir eksiltme ve hafifletme olur…36 37: Orada avazlarının çıktığı kadar feryat edecekler: “Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkar ve dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızın yerine sâlih ameller işleyelim!”37


Zümer Suresi, 16, 19. Ayetler

Anlamı (Mealen): 16: Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında (ateşten) katmanlar vardır… 19: Hakkında azap kararı kesinleşmiş kişi, hiç kendisine cennet müjdelenen gibi olur mu? Şimdi, ateş örtüleri içinde kalmış kimseyi oradan sen mi kurtaracaksın?38


Mümin Suresi, 6, 72. Ayetler

Anlamı (Mealen): 6: Rabbinin inkâr edenler hakkındaki: “Onlar ateşin yârân ve yoldaşlarıdır” sözü gerçekleşmiş olacak. … 72: Kaynar suyun içine! Sonra da ateşte cayır cayır yakıla­cak­lar.


Duhan Suresi, 43-50. Ayetler

Anlamı (Mealen): 43-44: Doğrusu zakkûm ağacı, o günahkâr kâfirlerin yiyeceği olacaktır. … 49: Tat, bakalım; hani sen kendince güya üstündün, şerefliydin! 50: İşte hakkında şüphelenip durduğunuz gerçek buydu!


Vakıa Suresi, 51-54. Ayetler

Anlamı (Mealen): 51: Sonra, siz ey sapıklar, yalanlayanlar! 52: O zakkûm ağacının meyvesinden mutlaka yiyeceksiniz. 53: Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. 54: Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz.


Buruc Suresi, 10. Ayet

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ

Anlamı: Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.39


Leyl Suresi, 14-16. Ayetler

Anlamı (Mealen): 14: Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım. 15, 16: O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.


Hümeze Suresi, 4-8. Ayetler

Anlamı (Mealen): 4: Hayır! Mutlaka o Hutame’ye atılacaktır. 5: Hutame’nin ne olduğunu bilir misin? 6: O, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir. 7: Bir ateş ki, acısı tâ gönüllere işleyip yakar. 8: Bu ateş,40 onların üzerine kapatılıp kilitlenecek.


Cinlere ve Şeytanlara Karşı İlahi Koruma Ayetleri

Bu ayetler, doğrudan cin ve şeytan topluluklarına hitap ederek veya semanın onlardan nasıl korunduğunu anlatarak manevi bir kalkan oluşturur.


Enfal Suresi, 50. Ayet

وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ يَتَوَفَّى الَّذِينَ كَفَرُوا ۙ الْمَلَائِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ41

Anlamı: Melekler, kâfirlerin yüzlerine ve artlarına vura vura ve “haydi tadın yangın azabını” diyerek canlarını alırken bir görseydin.42


Enam Suresi, 128. Ayet

…يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْإِنْسِ ۖ وَقَالَ أَوْلِيَاؤُهُمْ مِنَ الْإِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا ۚ قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا43 إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۗ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ44

Anlamı (İlgili Bölüm): …“Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız.” …Allah da diyecek ki: “Allah’ın diledikleri hariç, içinde ebedî kalmak üzere duracağınız yer ateştir.”…


Hicr Suresi, 16-17. Ayetler

وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَاءِ بُرُوجًا وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِرِينَ وَحَفِظْنَاهَا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ

Anlamı (Mealen): 16: Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik. 17: Onu kovulmuş her şeytandan koruduk.


Saffat Suresi, 1-10. Ayetler

Anlamı (Mealen): 1: Yemin olsun saf saf dizilenlere… 6: Şüphesiz biz yere en yakın göğü muhteşem güzelliklerle, …yıldızlarla süsledik. 7: O göğü her türlü azgın ve isyânkâr şeytana karşı koruduk. … 10: Ancak kulak hırsızlığıyla …bir şey kapan olursa, onu da derhal yakıcı ve delip geçici bir ışın kovalayıp yok eder.


Rahman Suresi, 31-35. Ayetler

Anlamı (Mealen): 31: Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar! … 33: Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.45 … 35: Üzerinize dumansız bir ateş alevi ve erimiş bir bakır gönderilir de …kendinize yardım edecek kimse de bulamazsınız.


Mülk Suresi, 5. Ayet

وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ46

Anlamı: Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.47


Cin Suresi, 8-9 ve 14-15. Ayetler

Anlamı (Mealen): 8: Doğrusu biz, …göğe yükselmek istedik. Bir de ne görelim: Orası sert ve güçlü bekçilerle, alev fışkırtan mermilerle dopdolu. 9: …Fakat şimdi, …kim göğe çıkıp melekleri dinlemeye kalksa, kendisini gözetleyen bir alev topuyla karşılaşıyor! … 14: İçimizde Allah’a teslimiyet yolunu seçenler de var, doğru yolu terk eden zâlimler de… 15: Doğru yolu terk eden zâlimler ise cehenneme odun olacaklardır.


Tarık Suresi, 1-3. Ayetler

وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ النَّجْمُ الثَّاقِبُ

Anlamı (Mealen): 1: Göğe ve târıka andolsun. 2: Târıkın ne olduğunu sen ne bileceksin? 3: O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır.


Allah’ın Kudretini Vurgulayan Diğer Ayetler

Bu bölümde yer alan ayetler, Allah’ın sonsuz ilmini, kudretini ve O’na sığınmanın önemini hatırlatır.


Meryem Suresi, 4. Ayet

قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا

Anlamı: O, şöyle demişti: “Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım.”48


Taha Suresi, 98. Ayet

إِنَّمَا إِلَٰهُكُمُ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۚ وَسِعَ كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا

Anlamı: Sizin ilâhınız ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.


Necm Suresi, 1. Ayet

وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَىٰ

Anlamı: İnmekte olan yıldıza yemin olsun…


Son Söz

Manevi korunma ve şifa arayışında olan bir mümin için en güvenilir liman, Yüce Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’dir. Paylaşılan bu ayetler ve dualar, birer sebep ve vesiledir. Asıl olan, tam bir iman, ihlas ve teslimiyetle Allah’a yönelmek, şifayı ve korumayı yalnızca O’ndan beklemektir. Okunan her ayetin, kalpteki imanı pekiştiren ve kişiyi Rabbine daha da yakınlaştıran bir nur olduğu unutulmamalıdır. Niyetiniz halis, dualarınız makbul, kalkanınız Kur’an olsun.


Kaynakça

  • El-Buhârî, Muhammed bin İsmail. Sahîhu’l-Buhârî. Riyad: Darusselam, 1997.
  • Heyet. Kur’an Yolu Tefsiri. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006.
  • İbn Kesîr, İmâdüddin Ebu’l-Fidâ İsmail. Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm. Beyrut: Dâru İbn Hazm, 2000.
  • Müslim, bin el-Haccâc. Sahîhu Müslim. Riyad: Darusselam, 2007.
İlginizi Çekebilir:Korunma Ayetleri | Ayat-ı Hırz
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Milk Prayer Recommended by the Prophet - sustenance - blessing
PEYGAMBERİMİZİN TAVSİYESİ: SÜT DUASI
A Suggested Practice for Seeing a Desired Person in a Dream
İstediğin Kişiyi Rüyada Görmek İçin Dua
THE PRAYER OF NEED (HACET PRAYER)
HACET NAMAZI VE DUASI
Yaraların Çabuk İyileşmesi İçin Dua
Yaraların Çabuk İyileşmesi İçin Dua
Prayer for Malaria (Fever) and Pain
Sıtma Tutması ve Ağrı İçin Okunacak Dua
Ayetel Kürsi'nin Bilinmeyen Sırları - Tesirli Dualar - Dilek Hacet
Ayetel Kürsi’nin Bilinmeyen Sırları

Yorumlar

    📈 Email: TRANSFER 1,44296 BTC. Continue >> https://yandex.com/poll/enter/HvUzxzYyyGac7xQv4ZnQhs?hs=571cecf9415210e926bfd70eb3a9ab5f& 📈 dedi ki:

    1wtr86

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2025 |