ÇOCUKLARDA KABUSLAR: NEDENLERİ VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Çocukluk dönemi, pek çok farklı gelişim evresini ve buna bağlı olarak çeşitli duygu durumlarını barındıran hassas bir süreçtir. Bu süreçte çocukların hayal dünyası son derece canlı ve renklidir. Özellikle uyku sırasında yaşanan deneyimler, çocukların gelişiminde büyük bir rol oynar. Rüyalar ve kabuslar, çocuğun bilinçaltında biriken duygu ve düşüncelerin dışavurum biçimleridir. Ne var ki, bir çocuğun geceleri kabus görüp korkuyla uyanması hem kendisi hem de ebeveynleri için kaygı verici olabilir. Bu kaygı zamanla uyku kalitesini, gündelik yaşamı ve ebeveyn-çocuk ilişkisini olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla, çocuklarda kabus olgusunun derinlemesine incelenmesi ve uygun baş etme stratejilerinin geliştirilmesi son derece önemlidir.

Bu kapsamlı içerikte, çocuklarda görülen kabusların ne olduğunu, hangi yaşlarda daha sık ortaya çıktığını, altında yatan temel nedenleri, belirtilerini ve ebeveynlerin neler yapabileceğini derinlemesine ele alacağız. Aynı zamanda kabuslarla gece terörünün farkına, kabusların oluşum mekanizmalarına ve kültürel faktörlerin kabus algısı üzerindeki etkilerine de değineceğiz. Böylece, çocuklarda kabusların hem bilimsel hem de pratik boyutunu ayrıntılarıyla inceleyerek, ailelere ve uzmanlara yol gösterici bir kaynak sunmayı hedefleyeceğiz.

KABUS NEDİR?

Kabus, en basit tanımıyla uykunun genellikle REM (Rapid Eye Movement – Hızlı Göz Hareketleri) evresinde deneyimlenen, korku ve kaygı hissiyle uyandıran olumsuz içerikli rüyalar olarak tanımlanır. Çocuklar, kabus gördüklerinde sıklıkla çığlık atarak veya gözyaşları içinde uyanabilir ve kabusun içeriğini detaylı bir şekilde hatırlayabilirler. Bu durum, uyandıktan sonra bile çocuğun o anki duygusal stresini bir süre daha sürdürmesine yol açabilir. Kabus anında çocuk yoğun korku, endişe ve çaresizlik duyguları yaşar. Bu olumsuz hisler kısa sürede geçebileceği gibi, bazı çocuklarda kalıcı bir kaygı haline de dönüşebilir.

Kabuslar, yetişkinlerde de görülen doğal bir olgudur, ancak çocuklarda sinir sistemi ve duygusal gelişim henüz tam anlamıyla olgunlaşmadığı için bu durum daha hassas bir nitelik taşır. Çocuk kabus gördüğünde, uyandıktan sonra ebeveynine sarılmak, birlikte uyumak ya da ışığı açık bırakmak gibi taleplerde bulunabilir. Bu noktada ebeveynlerin doğru yaklaşımı, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamada kritik öneme sahiptir.

ÇOCUKLARDA KABUSLARIN SIKLIĞI

Çocukların hayatının belli dönemlerinde kabus görmesi yaygın bir durumdur. Özellikle 3-6 yaş aralığındaki çocuklar, bilişsel ve duygusal gelişimin yoğun olduğu bir dönemi yaşadıkları için kabus görmeye daha yatkındır. Bu dönemde çocukların hayal gücü son derece genişler ve gerçeklik algıları zaman zaman bulanıklaşabilir. Örneğin, gündüz izledikleri bir çizgi filmdeki korkutucu bir sahne, gece uyku sırasında kabusa dönüşebilir.

3 yaşından daha küçük çocuklar bile kabus görebilir, ancak rüyalarını net bir şekilde ifade edebilecek dil becerisine henüz sahip olmadıkları için bu durumu gözlemlemek güç olabilir. Yine de gece ortasında çığlıkla uyanma, korku dolu gözlerle etrafa bakma veya ebeveyni yanına çağırma gibi davranışlar, kabus gördüklerinin bir işareti olabilir. 7-12 yaş aralığına gelindiğinde kabus sıklığı genellikle azalır, ancak okul stresinin, sosyal ilişkilerin veya aile içi dinamiklerin yarattığı baskı, kabus görme olasılığını artırabilir.

Kabusların sıklığı çocuklar arasında farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar ayda bir kez kabus görebilirken, bazıları haftada birkaç kez kabus görür. Bu farklılık, çocuğun mizaç özellikleri, aile yapısı, günlük yaşantısı ve duygusal durumu gibi çok yönlü faktörlerden etkilenir. Önemli olan, kabusların sıklığını ve şiddetini takip ederek, olağan dışı bir artış veya çocuğun genel yaşam kalitesini etkileyecek bir durum oluştuğunda bir uzmana danışmaktır.

KABUS VE GECE TERÖRÜ ARASINDAKİ FARK

Pek çok ebeveyn, kabuslarla gece terörünü karıştırabilir. Oysa bu iki durum birbirinden önemli farklılıklar içerir. Gece terörü (uyku terörü), çocuğun genellikle uykunun derin evrelerinde, yani REM dışı evrelerde yaşadığı son derece şiddetli bir korku reaksiyonudur. Çocuk, gecenin bir yarısında çığlıklarla uyanır gibi görünse de aslında tam olarak uyanmış değildir. Gözlerini açıp oturabilir, hatta çılgınca hareketlerle etrafa bakınabilir ama bu sırada etrafındakileri görmez ve konuşulanları anlamaz.

Kabuslardan farklı olarak, gece teröründe çocuk genellikle sabah kalktığında hiçbir şey hatırlamaz. Kabus gören çocuk ise uyanır, rüyasının içeriğini ayrıntılı şekilde hatırlayabilir ve korkusunu ebeveyniyle paylaşabilir. Gece terörü sırasında ebeveyn çocuğunu sakinleştirmek istediğinde çoğu zaman başarılı olmaz; çocuk uyanık olmadığından dokunuşlardan veya sözlerden fayda görmeyebilir, hatta daha fazla korkabilir. Gece terörü, genellikle 4-12 yaş aralığındaki çocuklarda görülür ve kabuslara kıyasla daha seyrek rastlanır.

Her iki durum da ebeveynler için endişe vericidir, ancak baş etme yolları ve yaklaşımlarında farklılıklar vardır. Kabuslarda çocuğa yaklaşmak, konuşmak, onu güvende hissettirmek etkili olurken; gece teröründe çocuğu uyandırmaya çalışmamak, kendiliğinden sakinleşmesini beklemek ve yaralanmasını önleyecek önlemler almak daha uygun bir yöntemdir.

KABUSLARIN OLUŞMA MEKANİZMASI

Kabusların beyin düzeyinde nasıl ortaya çıktığına dair yapılan araştırmalar, REM evresinin rüyaların en yoğun yaşandığı dönem olduğunu göstermektedir. REM uykusu sırasında beyin, hem duygusal hem de bilişsel işlevler açısından oldukça aktiftir. Duygusal belleğin işlenmesinde rol oynayan limbik sistem bölgeleri bu evrede yüksek aktivite gösterir. Özellikle amigdala, korku ve kaygı duygularının oluşumunda kritik bir rol oynar.

Çocuklarda bu mekanizmaların henüz tam olgunlaşmaması, duygu düzenleme becerilerinin gelişim aşamasında olması gibi etkenler, kabusların sıklığını artırabilir. Gün içerisinde yaşanan deneyimler, çocuğun korku veya kaygı yaratacak görüntülere, olaylara maruz kalması bu evrede yoğun bir şekilde zihinde canlanabilir. Ayrıca uyku kalitesini bozan faktörler (örneğin, odanın çok sıcak veya çok soğuk olması, yüksek ses, aşırı ışık gibi çevresel unsurlar) da beyin dalgalarının sağlıklı bir döngü izlemesini engelleyerek kabus olasılığını yükseltebilir.

Uzmanlar, rüyalar ve kabuslarla ilgili araştırmalarında, bu deneyimlerin çoğunlukla günlük yaşamda bastırılmış veya ifade edilmemiş duygularla ilişkili olduğunu belirtir (Mindell & Owens, 2015). Çocuğun kaygı, korku, üzüntü veya öfke gibi duyguları gün içinde yeterince sağlıklı yollarla ifade edememesi ya da ebeveynlerin bu duyguları destekleyici şekilde karşılamaması kabus riskini artırabilir.

ÇOCUKLARDA KABUSLARIN NEDENLERİ

  1. Stres ve Kaygı: Aile içindeki huzursuzluk, okulda yaşanan sorunlar, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi veya ebeveynlerin boşanması gibi stresli durumlar çocuklarda kabusa neden olabilir.
  2. Travmatik Deneyimler: Kaza, doğal afet, şiddet ya da istismara maruz kalma gibi travmatik olaylar sonucunda çocuklar sıklıkla korku içerikli rüyalar görebilir.
  3. Medya Maruziyeti: Yaşına uygun olmayan korku filmleri, şiddet içeren video oyunları veya olumsuz haberler, çocuğun zihninde tehdit algısını pekiştirir ve kabuslara davetiye çıkarır.
  4. Uyku Düzeni Bozuklukları: Düzensiz uyku saatleri, uykuya dalma güçlükleri veya kronik uykusuzluk, çocuğun beyninin sağlıklı dinlenme ve işleme süreçlerini bozar. Bu da kabus sıklığını artırabilir.
  5. Bedensel ve Hormonal Değişiklikler: Özellikle hızlı büyüme dönemlerinde çocuklarda hormonal dalgalanmalar yaşanır. Bu dalgalanmalar uyku düzenini etkileyerek kabus görülmesine zemin hazırlayabilir.
  6. Genetik Faktörler: Araştırmalar, kabus ve rüya görme sıklığının kısmen genetik olabileceğini düşündürmektedir (American Academy of Sleep Medicine, 2014). Aile bireylerinde benzer sorunlar varsa çocukta da görülme ihtimali artabilir.
  7. Psikiyatrik veya Nörolojik Sorunlar: Nadir olmakla birlikte, bazı psikiyatrik veya nörolojik rahatsızlıklar kabusların sıklaşmasında rol oynayabilir. Örneğin, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), anksiyete bozuklukları ya da epilepsi gibi durumlarda kabus sıklığında artış gözlenebilir.

KABUSLARI TETİKLEYEN FAKTÖRLER

  • Gece Yatmadan Önce Aşırı Uyaran: Yatmadan hemen önce şiddet içeren bir sahne izlemek, yüksek sesli müzik dinlemek veya heyecan verici bir video oyunu oynamak çocuğun beyin aktivitesini artırarak kabus görme olasılığını yükseltir.
  • Açlık veya Fazla Yemek Yeme: Özellikle geç saatlerde aşırı şekerli ve yağlı gıdalar tüketmek, uykuya dalma ve sürdürme kalitesini olumsuz etkileyebilir.
  • Fiziksel Hastalıklar: Ateşli hastalıklar, grip, soğuk algınlığı gibi durumlarda vücut ısısının yükselmesi REM evresindeki rüya içeriğini daha canlı hale getirebilir.
  • Rutin Değişiklikleri: Taşınma, evde misafir kalması, oda veya yatak değişikliği gibi beklenmedik olaylar çocuğun kaygı düzeyini artırarak kabusları tetikleyebilir.

BELİRTİLER VE EBEVEYNLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Kabus gören çocuklar genellikle gece yarısı aniden korkuyla uyanır ve rüyalarının içeriğini ayrıntılı şekilde hatırlayabilir. Bu uyanma esnasında:

  • Yoğun kalp çarpıntısı, terleme veya titreme gibi fiziksel belirtiler görülebilir.
  • Çocuk ağlamaya başlayabilir, ebeveyne sıkıca sarılmak isteyebilir.
  • Işıklar kapalı olduğunda, karanlık korkusu tetiklenip çocuğun odasına ışık açması için ısrar etmesine yol açabilir.
  • Bazen çocuğun uyanmasının ardından tekrar uykuya dalması zor olabilir, yatakta döner durur ya da ebeveyniyle birlikte uyumak ister.

Eğer kabusların sıklığı haftada birkaç kezden daha fazlaysa veya çocuğun günlük hayatını etkileyecek kadar yoğunlaşıyorsa (örneğin, okula gitmek istememe, yalnız kalmaktan korkma, sürekli kaygılı olma gibi davranışlar gösteriyorsa) bu durum profesyonel yardımı gerektirebilir. Uzun süreli ve şiddetli kabuslar, çocuğun psikolojik sağlığı üzerinde ciddi etkilere yol açabilir, özgüvenini zayıflatabilir ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir.

KABUSLARLA BAŞ ETME YOLLARI

  1. Güvende Hissettirme: Kabusla uyanan çocuğa, fiziksel temas (sarılma, elini tutma) ve sakin bir ses tonuyla yanında olduğunuzu hissettirmek önemlidir. “Korkma, ben buradayım” gibi cümleler, çocuğun duygusal anlamda rahatlamasına yardımcı olur.
  2. Korkuyu Konuşarak Paylaşma: Çocuğun kabusunun içeriğini kısaca paylaşmasına izin vermek, onun korku ve kaygılarını dile getirmesine olanak tanır. Ebeveyn olarak çocuğu dikkatle dinlemek ve duygularını onaylamak, güven duygusunu güçlendirir.
  3. Hikaye Anlatımı veya Masal Okuma: Özellikle küçük çocuklar için rahatlatıcı bir masal ya da komik bir hikaye okumak, korku hislerini hafifletebilir. Ayrıca çocuğun hayal gücünü olumlu yönde beslemek, kabus içeriklerini dönüştürmede faydalı olabilir.
  4. Gece Lambası veya Yumuşak Işık Kullanma: Karanlık korkusunu azaltmak için yumuşak aydınlatmalı bir gece lambası kullanmak yaygın ve etkili bir yöntemdir.
  5. Rahatlatıcı Uyku Rutini: Ilık bir banyo, hafif bir müzik, sakin bir ortam ve düzenli uyku saatleri çocuğun bedensel ve ruhsal olarak rahatlamasına yardımcı olur. Bu tür ritüeller, beynin uykuya geçiş sürecinde daha istikrarlı olmasını sağlar.
  6. Olumlu Rüya Senaryoları Yazma veya Çizme: Çocukların korkulu rüyalarını olumluya çevirmeleri için onlarla birlikte “kabus senaryosunu” yeniden yazmak ya da çizmelerini sağlamak mümkündür. Örneğin, rüyada canavar kovalıyorsa, çocuğa bu canavarın aslında arkadaş canlısı bir yaratık olduğunu hayal etmesi yönünde rehberlik edilebilir.
  7. Gevşeme Egzersizleri ve Nefes Teknikleri: Basit nefes egzersizleriyle çocuğun sakinleşmesi sağlanabilir. Nefesi burundan alıp birkaç saniye tutmak ve ağızdan yavaşça vermek, kalp atışlarını düzenleyerek çocuğun kaygısını azaltır.

EBEVEYNLER İÇİN UYGULAMALI ÖNERİLER

  1. Günlük Tutmak: Çocuğunuz kabus gördüğü gecelerin sabahında bir rüya günlüğü tutmak, tekrar eden temaları veya tetikleyici unsurları anlamanıza yardımcı olabilir. Bu günlükte, kabusun içeriği, ortaya çıkan duygular, kabustan önceki etkinlikler ve çocuğun gün içerisindeki ruh hali not edilebilir (Blunden & Galland, 2014).
  2. Sakin ve Destekleyici İletişim: Ebeveynin ilk tepkisi, çocuğun korkularını küçümsemek yerine, onu anlamaya yönelik olmalıdır. “Korkacak bir şey yok, abartıyorsun” demek yerine “Gerçekten korkmuşsun, anlıyorum. Şu an güvendesin” gibi cümleler kullanmak çocuğun kaygısını azaltır.
  3. Fantezi ile Gerçek Ayrımını Öğretmek: Küçük yaşlardaki çocuklar, rüyaları gerçek yaşamla karıştırabilir. Bu nedenle, rüyaların gerçekte olmadığını, bir “hayal filmi” gibi düşünülebileceğini çocuklara anlatmak yararlı olabilir.
  4. Elektronik Cihaz Sınırlaması: Özellikle yatma saatinden en az bir saat önce televizyon, tablet ve telefon gibi cihazları kapatmak, zihnin sakinleşmesine yardımcı olur. Şiddet içerikli görüntülerden kaçınılması kabus riskini azaltır.
  5. Beslenme Düzeni: Uyumadan önce ağır, yağlı, şekerli veya kafeinli besinler tüketmek; çocuğun midesini rahatsız ederek uykusunu bölmesine ve kabus görmesine sebep olabilir. Bu nedenle uyku öncesinde hafif atıştırmalıklara yönelmekte fayda vardır.
  6. Ortam Düzenlemesi: Çocuğun odasını çok sıcak ya da çok soğuk tutmamak, sessiz ve karanlık bir uyku ortamı sağlamak önemlidir. Eğer çocuk karanlıktan korkuyorsa, hafif bir gece lambası veya loş bir ışık tercih edilebilir.

NE ZAMAN UZMAN YARDIMI ALINMALI?

Her ne kadar kabuslar çocuk gelişiminde yaygın görülen bir durum olsa da, bazen uzman müdahalesi gerektirecek boyuta ulaşabilir. Eğer:

  • Kabuslar çocuğun uyku kalitesini ciddi şekilde bozuyor ve gün içindeki işlevselliğini etkiliyorsa,
  • Çocuk kabuslarda şiddet, korku ve endişe düzeyi çok yüksek temalar görüyorsa,
  • Travmatik bir olayın ardından kabuslar sıklaşmışsa,
  • Kabuslar nedeniyle çocukta depresif belirtiler, içe kapanma, öfke patlamaları veya yoğun kaygı gözlemleniyorsa,
  • Haftada birkaç kez ya da hemen her gece kabus görülüyorsa;

Bir çocuk psikoloğu veya psikiyatristine başvurmak uygun olabilir. Uzman, çocuğun duygu durumunu değerlendirir, gerekli görülürse terapi yöntemlerine başvurur ve ebeveynlere rehberlik eder.

KÜLTÜREL FAKTÖRLER VE KABUS ALGISI

Kabusların yorumu ve algılanışı kültürden kültüre farklılık gösterebilir. Bazı kültürlerde kabusların kötü ruhlar veya doğaüstü varlıklarla ilişkilendirildiği görülürken, bazı toplumlar kabusları tamamen psikolojik bir süreç olarak kabul eder. Kültürel inançlar ve aile büyüklüğüne göre, kabus gören çocuğa yaklaşım şekilleri de farklılık gösterebilir.

Örneğin, çocuk “cin gördüm, peri gördüm” gibi anlatımlarda bulunduğunda, bu durumu doğaüstü bir olay olarak yorumlayan kültürlerde mistik ritüeller uygulanabilir. Ancak bilimsel açıdan bakıldığında, çocuğun böyle bir rüya görmesine sebep olan temel etkenler yine stres, kaygı, yaşına uygun olmayan uyaranlar veya travmatik deneyimler olarak değerlendirilir. Bu nedenle ebeveynlerin kültürel inançları göz ardı etmeksizin, gerekli olduğunda bilimsel yöntem ve uzman desteğini tercih etmeleri önemlidir.

KORKU, KAYGI VE STRES YÖNETİMİ

Kabusların ortaya çıkmasında korku ve kaygının önemi büyüktür. Çocuğun gündelik yaşamında hissettiği kaygı seviyesinin yüksek olması, rüyalarına da doğrudan yansıyabilir. Bu nedenle ebeveynlerin, çocuğun duygusal durumunu yakından izlemeleri ve gereken noktalarda destek olmaları gerekir.

  1. Stres Faktörlerinin Azaltılması: Ebeveynler, okulda veya evde çocuğa gereğinden fazla baskı uygulamaktan kaçınmalıdır. Performans beklentileri, sınav kaygısı veya mükemmeliyetçi tutumlar çocuğun stres seviyesini artırabilir.
  2. Duygu Paylaşımı: Çocuğun kendini ifade etmesine izin vermek ve onu yargılamadan dinlemek, duygularının sağlıklı bir şekilde işlenmesini sağlar. Bu paylaşım aynı zamanda çocuğa duygu düzenleme becerisi kazandırır.
  3. Oyun ve Yaratıcılık: Çocuğun sanat, müzik veya oyun terapisi benzeri etkinliklere yönlendirilmesi, içinde biriktirdiği korku ve kaygıyı yapıcı şekilde kanalize etmesine yardımcı olur.

PROFESYONEL DESTEK YÖNTEMLERİ

  • Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT): Çocuğun kabusları tetikleyen olumsuz düşünce kalıplarını fark etmesine ve bunları daha olumlu düşüncelerle değiştirmesine yardımcı olur.
  • Oyun Terapisi: Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için son derece etkilidir. Çocuk, oyun aracılığıyla iç dünyasını ifade ederken terapist, korku ve kaygının kökenine ulaşma fırsatı bulur.
  • Aile Danışmanlığı: Bazen sorun kaynağını aile içi ilişkilerden alabilir. Aile terapisi, ebeveynlerin ve kardeşlerin birbirleriyle etkileşimini düzenleyerek çocuğun duygusal yükünü hafifletebilir.
  • İlaç Tedavisi: Çok nadir durumlarda, eğer çocukta ağır bir anksiyete veya depresyon var ve kabuslar bu bozuklukların bir yansıması olarak ortaya çıkıyorsa, psikiyatrist uygun ilaç tedavisi önerebilir.

KABUSLARLA İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR

  1. Kabuslar çocuklarda tamamen yok edilebilir mi?
    • Tamamen yok etmek mümkün olmayabilir çünkü rüya görmek doğal bir süreçtir. Ancak kabus sıklığını ve şiddetini azaltmak için etkili yöntemler mevcuttur. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlıklı bir uyku rutini oluşturmak bu konuda büyük oranda yardımcı olur.
  2. Kabus gören çocuğu uyandırmalı mıyım yoksa kendi kendine mi sakinleşmesini beklemeliyim?
    • Kabus görüyorsa çocuk zaten genellikle uyanır. Uyanmadıysa hafifçe dokunarak sakinleştirmek veya tamamen uyandırmak yararlı olabilir. Ama gece teröründeyse uyandırmaya çalışmak, onu daha fazla huzursuz edebilir. Aradaki farkı anlamak önemlidir.
  3. Gece lambası kullanmak alışkanlık yapar mı?
    • Gece lambası, çocukta güven duygusu oluşturduğu için kabus sıklığını azaltabilir. Alışkanlık yapma konusu ise çocuğun yaşına ve duygu durumuna göre değişir. Güvende hissetmesi, karanlık korkusunun azalması öncelikli hedeftir.
  4. Anne-baba olarak en önemli rolümüz nedir?
    • Çocuğun kaygısını anlayarak, onu sakinleştirmek ve her koşulda destek olduğunuzu hissettirmek. Açık bir iletişimle çocuğun duygu ve düşüncelerini paylaşmasına olanak tanımak, ebeveynlerin en kritik görevidir.

Çocuklarda kabuslar, gelişim sürecinin bir parçası olarak sıkça rastlanan, ancak bazı durumlarda çocuğun ve ailenin hayat kalitesini ciddi ölçüde etkileyebilen bir uyku sorunudur. Kabusların nedenleri arasında stres, kaygı, travmatik olaylar, medya maruziyeti ve uyku düzenindeki bozukluklar öne çıkar. Ebeveynlerin, çocuğun duygularını anlamaya çalışması, gerektiğinde profesyonel yardım alması ve rahatlatıcı bir uyku ortamı sağlaması kabusların şiddetini büyük ölçüde azaltır. Aynı zamanda, çocuğun yaşına uygun aktivitelerle ilgilenmesi, duygusal paylaşıma açık olması ve sosyal destek görmesi de kabusların tekrar etme sıklığını düşürür.

Unutulmamalıdır ki, her çocuğun mizacı ve stresle baş etme becerisi farklıdır. Dolayısıyla kabuslara yaklaşımdaki yöntemler de bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Eğer kabuslar uzun vadede devam ediyor ve çocuğun gündelik yaşamını, okul başarısını veya sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa, bir uzman desteğine başvurmak en doğru tercih olacaktır. Aile içi sevgi, anlayış ve destek, çocuğun gelişim sürecinde karşılaştığı tüm zorluklarla başa çıkma kapasitesini artırır. Kabusların da bu kapsamda ele alınması, çocukların daha sağlıklı bir psikolojik ve duygusal gelişim yaşamasına katkı sağlayacaktır.

KAYNAKÇA

  • Mindell, J. A., & Owens, J. A. (2015). A Clinical Guide to Pediatric Sleep: Diagnosis and Management of Sleep Problems. Wolters Kluwer.
  • American Academy of Sleep Medicine. (2014). International Classification of Sleep Disorders.
  • Blunden, S., & Galland, B. (2014). The complexities of defining optimal sleep: Empirical and theoretical considerations with a special emphasis on children. Sleep Medicine Reviews.
  • Sadeh, A., & Anders, T. F. (1993). Sleep and night terrors in children. Journal of Child Psychology and Psychiatry.
  • Carskadon, M. A., & Dement, W. C. (2011). Normal human sleep: An overview. Principles and Practice of Sleep Medicine.

Views: 1

İlginizi Çekebilir:RÜYADA KÖPEK GÖRMEK | İSLAMİ RÜYA TABİRLERİ
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Realm of Dreams - What is a Nightmare
KABUS NEDİR?
Two Prophetic Supplications for Insomnia
Uykusuzluk Şikayeti İçin Peygamberimizin (s.a.v.) Tavsiye Ettiği İki Dua
Symbolism in Dream Interpretation: Unlocking the Hidden Messages
Rüya Tabirlerinde Sembolizm
Dreams in Nightmare Disorder: Understanding, Causes, and Treatment
KABUS BOZUKLUĞU RÜYALARI
Nightmares: Their Meaning, Causes, and How to Cope
Kâbus Rüyaları: Anlamları, Nedenleri ve Başa Çıkma Yöntemleri
Spiritual Connection Dreams
Ruhsal Bağlantı Rüyaları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2025 |