İlker Çağlayan: “Genetiğimize Aykırı Bir Hayat Yaşıyoruz”

İlker Çağlayan: "Spor yapmadan bir insan sağlıklı olamaz" | Taner Çağlı Kalanıma Hoş Geldiniz

Sağlık ve beslenme uzmanı İlker Çağlayan, insan vücudunun genetik yapısı ile modern yaşam alışkanlıklarının uyumsuzluğunu ele aldığı açıklamalarında çarpıcı tespitlerde bulundu. Çağlayan, sağlıklı bir yaşam için genetik yapımıza uygun davranmanın şart olduğunu vurgulayarak, “İnsan vücudu, binlerce yıl boyunca doğanın bir parçası olarak gelişti. Ancak günümüzde, işlenmiş gıdalar, hareketsizlik ve sürekli tüketim alışkanlıklarıyla bu doğal yapıyı bozan bir yaşam tarzı benimsedik. Bu durum bizi ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakıyor,” dedi.

“Genetik Yapımıza Aykırı Hareket Ediyoruz”

Çağlayan, modern yaşamın getirdiği hareketsizlik sorununun genetik yapımızla uyuşmadığını ifade etti. “Atalarımız avcı-toplayıcıydı. Yiyecek bulmak için günlerce hareket etmek, tırmanmak ve fiziksel efor sarf etmek zorundaydılar. Bugün ise her şey elimizin altında. Yemek sipariş etmek için tek yaptığımız bir düğmeye basmak. Hareketsiz yaşam tarzı, genetiğimize tamamen aykırı,” dedi. Bu durumun yalnızca kilo artışı değil, kas zayıflığı, eklem rahatsızlıkları ve iç organ yağlanması gibi sorunlara da yol açtığını belirtti.

Çağlayan, hareket etmenin spor salonlarıyla sınırlı olmadığını da sözlerine ekledi. “Doğal hareketler, genetiğimizin bir parçasıdır. Ağaca tırmanmak, tarlada çalışmak veya çocukların yere çömelerek bir şey alması gibi hareketler, aslında vücudumuzun ihtiyacı olan doğal aktiviteler. Ancak günümüzde bu hareketlerden uzaklaştık. Hareketsizlik, modern yaşamın bize sunduğu en büyük tuzaklardan biridir,” diye konuştu.

“Yağlanma Doğal, Ancak Doğru Yönetilmeli”

Çağlayan, yağlanma konusunda toplumsal önyargıların yanlış olduğunu belirtti. “Vücuttaki yağ kötü değildir, aksine hayatta kalmamız için önemli bir enerji deposudur. Ancak sorun, bu yağları enerjiye dönüştürememekte yatıyor. Özellikle iç organ yağlanması (viseral yağ), zayıf bireylerde bile ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Önemli olan, yağların enerji kaynağı olarak doğru şekilde kullanılmasını öğrenmektir,” dedi.

“Bağırsak Sağlığı: Sağlık ve Psikolojinin Temeli”

Beslenmenin sadece fiziksel değil, psikolojik etkileri olduğuna da değinen Çağlayan, bağırsak sağlığının ruh halimiz üzerindeki etkisine dikkat çekti. “Bağırsaklarımızdaki bakteriler, yeme alışkanlıklarımızı doğrudan etkiler. Kötü beslenme sonucu, şeker ve işlenmiş gıdalarla beslenen bakteriler büyüyerek bağırsaklarımızdaki dengeyi bozar. Bu da sadece fiziksel rahatsızlıklara değil, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açar,” dedi.

Bu kötü bakterilerin, beynimize açlık sinyalleri göndererek yeme alışkanlıklarımızı şekillendirdiğini ifade eden Çağlayan, “Doğru beslenme, bağırsaklardaki faydalı bakterileri artırır ve bu da hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı iyileştirir. Düzenli egzersiz de bağırsak sağlığına katkıda bulunarak bizi daha mutlu ve dengeli bireyler haline getirir,” şeklinde konuştu.

“Kahve ve Fast Food Bağımlılık Yapabilir”

Modern alışkanlıklardan kahve tüketimi ve fast food tüketimine de değinen Çağlayan, “Kahve enerji vermez, yalnızca adrenal sistemimizi uyarır. Ancak bu uyaran, bağımlılığa dönüşebilir. Günümüzde birçok insan kahve olmadan güne başlayamıyor, bu da bir dengesizlik göstergesidir. Aynı şekilde, fast food tüketimi de yalnızca zevk odaklı bir alışkanlık haline geliyor. Haftada bir fast food tüketimi sorun yaratmaz, ancak sürekli tüketim, sağlık problemlerini tetikler,” dedi.

“Denge Her Şeyin Anahtarı”

Çağlayan, sağlıklı bir yaşam için dengeli bir yaklaşımın önemine dikkat çekti. “Ne yediğiniz kadar, ne zaman yediğiniz ve ne kadar hareket ettiğiniz de önemlidir. İnsan vücudu, doğadaki formuna en yakın besinlerle beslendiğinde ve düzenli hareket ettiğinde mükemmel bir şekilde çalışır. Ancak biz bu doğal döngüyü bozuyoruz,” ifadelerini kullandı.

“Doğru Hareket ve Beslenme İle Genetiğimizi Korumalıyız”

Sözlerini, genetik mirasımızı koruma çağrısıyla tamamlayan Çağlayan, “Hiçbir gıdayı tamamen yasaklamaya gerek yok. Ancak bağımlılık yaratan, doğadan uzaklaştırılmış işlenmiş ürünleri sınırlamalıyız. Hareket etmeli, doğal besinler tüketmeli ve vücudumuzu dinlemeliyiz. Vücudumuz, binlerce yıldır bu şekilde çalışıyor ve ona saygı duyduğumuzda hem fiziksel hem de ruhsal olarak sağlıklı bir hayat mümkün oluyor,” dedi.


Bu açıklamalar, modern yaşamın sunduğu kolaylıkların sağlığımıza olan etkilerini sorgulamak ve doğal bir yaşam tarzını benimsemek isteyenler için rehber niteliği taşıyor. Genetik mirasımıza uygun yaşamak, sadece bireysel sağlığımız için değil, toplumun genel refahı için de önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Views: 0

İlginizi Çekebilir:İyotun 8 Şaşırtıcı Faydası
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Prof Dr Canan Karatay - Disease Fighter Bicarbonate
Hastalık Savar Karbonat
How to Improve Your Vision in Seconds
Saniyeler İçinde Görüşünüzü Nasıl İyileştirirsiniz?
Dr. Ibrahim Saracoglu's Recommendation: The 10 Most Healing Fruits
İbrahim Saraçoğlu Önerisi: En Şifalı 10 Meyve ve Mucizevi Faydaları
8 Surprising Benefits of Iodine - Health
İyotun 8 Şaşırtıcı Faydası
What is Eczema and What Causes It
Canan Karatay’dan Egzama Alarmı: “Vücudunuzda Müsilaj Var!” İşte Asıl Nedenler ve Doğal Çözümler
Does Olive Leaf Cure Cancer?
Zeytin Yaprağı Kanseri Tedavi Ediyor mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2024 |