ROTHSCHİLD-ROCKEFELLER SAVAŞI!

DÜNYAYI UÇURUMA SÜRÜKLÜYORLAR
Araştırmacı Gazeteci Murat Akan’ın aktardıklarından derlenen özel haber: Dünyaya dikkatle baktığımızda, perde arkasında görünmeyen bir savaşın hızla devam ettiğini görebiliriz. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte iyice su yüzüne çıkan bu çatışma, sadece ulus devletler arasında cereyan eden basit bir rekabete işaret etmiyor. Bu savaşın baş aktörlerinin, çok daha derin köklere sahip iki büyük sermaye ailesi olduğu iddia ediliyor: Rockefeller ve Rothschild aileleri.
- ROTHSCHİLD-ROCKEFELLER SAVAŞI!
- DÜNYAYI UÇURUMA SÜRÜKLÜYORLAR
- 1. GÖRÜNMEYEN SAVAŞIN KAYNAĞI
- Tarihsel Arka Plan
- 2. ULUS DEVLETLERİN ÖTESİNDE BİR MÜCADELE
- 3. ORTADOĞU, İSRAİL VE ENERJİ KORİDORLARI
- 4. AVRUPA-ABD GERİLİMİ: GRÖNLAND VE ÖTESİ
- 5. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI VE KÜRESEL DENGE
- 6. ÇİN VE TAYVAN GERİLİMİ
- 7. YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ Mİ?
- 8. GELECEĞE BAKIŞ
Kamuoyunda çok sık dile getirilmese de, global ölçekte pek çok siyasi ve ekonomik gelişmenin arkasında bu iki ailenin çıkar çatışmaları ve güç gösterileri olduğu konuşuluyor. İkisi de dünya çapında muazzam bir varlığa, sermayeye ve etkinliğe sahip. Zaman zaman birlikte hareket etseler de, bugünlerde yaşananlar iki aile arasında ciddi bir mücadelenin olduğunu gösteriyor. İşte bu gizli savaşın arkasında neler olduğu, hangi cephelerde devam ettiği ve olası sonuçlarının neleri değiştirebileceği üzerine kapsamlı bir analiz…
1. GÖRÜNMEYEN SAVAŞIN KAYNAĞI
Dünyadaki çatışmaların artık konvansiyonel yöntemlerden çok, ekonomik baskılar, terör örgütleri üzerinden yürütülen vekâlet savaşları, siber saldırılar ve küresel sermayenin manipülasyonlarıyla şekillendiği fikri, analistler tarafından giderek daha fazla dile getiriliyor. Üstelik işin içine teknolojik üstünlük, uluslararası medya organları, lobiler ve sivil toplum kuruluşlarının etkisi girince, devletleri dahi aşan bir üst akıl fikrinden bahsetmek kaçınılmaz hale geliyor.
Bu noktada karşımıza iki büyük sermaye yapısı çıkıyor: Rockefeller Ailesi, genellikle Amerikan çıkarlarının dünya çapındaki temsilcisi olarak görülüyor. ABD’nin küresel ekonomideki liderliğinden yana ama aynı zamanda “kazanılanın Amerika’ya geri döndürülmesi” ve küresel sermayenin ABD etrafında yoğunlaşması fikrini savunuyor. Karşılarında ise Rothschild Ailesi var: Tam anlamıyla küreselci bir yaklaşıma sahip olduğu, devlet gözetmeksizin sermayeyi dünya çapında yaymaya odaklandığı, geçmişten bugüne süregelen finansal bağlantıları ve İngiltere ile kurduğu güçlü ilişkilerle biliniyor.
Rockefeller ve Rothschild ailelerinin dünya siyasetindeki etkisi sadece söylentilerden ibaret de değil. Medya ve think-tank kuruluşlarından, dev bankalara ve uluslararası şirketlere uzanan geniş bir nüfuz alanına sahip oldukları biliniyor. Bu geniş ağ sayesinde, siyasi liderler ve devlet politikaları üzerinde doğrudan ya da dolaylı etki kurabildikleri öne sürülüyor.
Tarihsel Arka Plan
- Rockefeller Ailesi’nin yükselişi 19. yüzyılda John D. Rockefeller’ın kurduğu Standard Oil Şirketi’ne dayanır. Petrol piyasasında elde ettikleri tekel konumla büyük bir servet inşa eden aile, zamanla bankacılık, madencilik, ulaşım ve medya gibi sektörlere de yayıldı. ABD’nin ilk milyarder ailesi olarak ün kazanmaları, Amerikan finans oligarkisi içinde merkezi bir yer edinmelerini sağladı.
- Rothschild Ailesi, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da bankacılık sektörünün en önemli aktörlerinden biri haline geldi. Londra, Paris, Frankfurt, Viyana ve Napoli’deki finans merkezlerini kontrol ederek, Avrupa kraliyet ailelerine ve hükümetlerine borç veren güçlü bir finans imparatorluğu kurdu. Özellikle İngiltere’nin küresel yayılımı döneminde, bu aile büyük yatırımları yönlendiren ana aktörlerden biri olarak tanındı.
Bugün her iki aile de farklı vakıflar, sivil toplum kuruluşları, medya ağları ve teknoloji girişimlerine yatırım yaparak güçlerini koruyor. Trump döneminde belirginleşen ABD-İngiltere eksenli çatışmalar, aslında bu iki ailenin çıkarlarının da çatışması olarak okunuyor.
2. ULUS DEVLETLERİN ÖTESİNDE BİR MÜCADELE
Dünya siyasetine bakıldığında, diplomatik ilişkilerin çoğunlukla ulus devletler üzerinden yorumlandığı görülür. Ancak her iki aile de devlet dışı aktörler, şirketler ve küresel organizasyonlar üzerinden güçlü bir etkiye sahip. Murat Akan’ın tespitlerine göre:
“Artık savaşlar konvansiyonel silahlardan çok, medya, finans, teknoloji ve sivil toplum aktörleri aracılığıyla yürütülüyor. Küresel sermaye oligarşisini dışarıda bırakarak yapılan analizler eksik kalmaya mahkûm.”
Bu anlamda, Rockefeller ve Rothschild aileleri, hem ulus devletlerin siyasetini hem de uluslararası ilişkileri kendi çıkar ve hedefleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyorlar. Sık sık adı geçen “üst akıl” tanımı, bu iki ailenin de içinde bulunduğu karmaşık küresel sistem ve sermaye odaklarına işaret ediyor.
3. ORTADOĞU, İSRAİL VE ENERJİ KORİDORLARI
Ortadoğu, dünya enerji piyasasının kalbinde yer alıyor. Petrol ve doğal gaz zenginliği nedeniyle, bölge küresel güçlerin ve sermaye gruplarının her daim ilgi odağı. Aynı zamanda İsrail-Filistin anlaşmazlığı, Suriye iç savaşı, Körfez ülkelerinin rekabeti gibi uzun soluklu krizleri de barındıran bir coğrafya.
- Rockefeller Ailesi: Tarihsel olarak petrolden elde ettikleri servetle bilinen bu aile, ABD’nin Ortadoğu politikalarındaki etkin aktörlerden biri olarak anılıyor. ABD’nin Körfez ülkeleriyle (Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar vb.) kurduğu sıkı ilişkilerde, bu ailenin çıkarlarına hizmet eden petrol şirketlerinin büyük rolü olduğu dile getiriliyor. Ayrıca Amerika’daki Yahudi lobisi ve evanjelistlerin İsrail’e verdiği desteği de hesaba katarak, İsrail’in varlığını korumakla birlikte bölgedeki ekonomik anlaşmaları kendi lehine yönlendirmeye çalışıyorlar.
- Rothschild Ailesi: İsrail’in kuruluş sürecinden bu yana bu aileye atfedilen rol, daha “koşulsuz destek” şeklinde tanımlanıyor. Özellikle Londra merkezli bankacılık ağları sayesinde, Orta Doğu’da finansal girişimleri destekleme kapasiteleri yüksek. Aynı zamanda Avrupa ile Ortadoğu arasında kurulması düşünülen enerji koridorlarında da etkin oldukları öne sürülüyor.
Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yatakları, İsrail açıklarından çıkartılacak doğalgazın Avrupa’ya taşınması planları (EastMed projesi) ve Rusya’nın bölgedeki etkisi, bu iki ailenin çıkarlarının çatıştığı alanlardan sadece birkaçı.
4. AVRUPA-ABD GERİLİMİ: GRÖNLAND VE ÖTESİ
Donald Trump döneminde dile getirilen “Grönland’ı satın alma” fikri, ilk bakışta hayal ürünü gibi görünse de, bu bölgede barındırılan petrol, doğal gaz ve nadir maden rezervleri üzerinden ciddi bir stratejik hamle olarak değerlendirildi. Grönland, Danimarka’ya bağlı olsa da coğrafi konumu ve yeraltı kaynaklarıyla büyük güçlerin dikkatini çekiyor.
- Rockefeller Ailesi, ABD hegemonyasını korumaktan yana duruyor ve küresel ekonomiyi Amerikan çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor. Grönland gibi stratejik bir noktayı ABD’nin himayesine alarak enerji ve ticaret yollarını kontrol altına almak istiyor.
- Rothschild Ailesi ise Avrupa’nın finansal ve politik bütünlüğünü koruma çabası içinde. Çünkü Londra ve Avrupa bankacılık sistemiyle yakından bağlantılılar. Trump’ın agresif söylemleri, İngiltere ve Avrupa için potansiyel bir tehdit olarak algılanıyor. Bu nedenle Grönland gibi meselelere Avrupa’nın çıkarları açısından yaklaşan Rothschildler, ABD’nin bu denli genişlemesine karşı çıkıyor.
Avrupa Birliği’nin Trump döneminde ABD ile yaşadığı ticaret ve gümrük vergisi krizleri, NATO içindeki anlaşmazlıklar ve birçok dış politika uyuşmazlığı, aslında Rockefeller’la Rothschild çekişmesinin yansımaları olarak da görülebilir.
5. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI VE KÜRESEL DENGE
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi, uluslararası sistemi derinden sarstı. Batı dünyası Rusya’ya ağır ekonomik yaptırımlar uygularken, enerji fiyatlarındaki dalgalanma küresel piyasayı etkiledi. Burada da Rothschild ve Rockefeller ailelerinin farklı pozisyonları tartışılıyor:
- Rockefeller Ailesi: Rusya’nın zengin petrol ve gaz yataklarıyla yakın ilişkileri olduğu, Rus oligarklarla kimi zaman anlaşmalar yaptığı iddia ediliyor. Putin’in uzun vadede ABD’nin rakibi olsa da, en nihayetinde uluslararası piyasaya petrol ve doğal gaz satan bir ülkenin lideri olarak, Rockefeller şirketleriyle çıkarları kesişebiliyor.
- Rothschild Ailesi: Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltması, Londra merkezli finans ağlarının ve Avrupa devletlerinin elini güçlendiriyor. Bu nedenle Rusya’nın ve Putin’in zayıflaması, Rothschild stratejisiyle daha uyumlu bir hedef olarak değerlendirilebilir. Özellikle Kuzey Akım boru hatlarının sabotajı, Rusya’dan Avrupa’ya akan enerji akışını keserek Avrupa’nın daha farklı tedarikçilere yönelmesini sağladı. Bu durum, Rothschild ailesinin kontrolündeki Avrupa finans çevrelerinin işine gelebiliyor.
Elbette bu çatışmada basite indirgemeci bir “aileler çekişmesi” resmi çizmek gerçekliği yoksun kılar. Ülkelerin kendi ulusal çıkarları, bloklar arası dengeler, askeri stratejiler ve halkların beklentileri de işin içinde. Ancak analistler, “görünmeyen el” olarak tanımlanan küresel sermaye gruplarının yönlendirmelerini asla göz ardı etmemek gerektiğini belirtiyor.
6. ÇİN VE TAYVAN GERİLİMİ
Küresel rekabette bir diğer kritik nokta, Çin ve Tayvan arasındaki gerilim. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, teknoloji şirketlerine uygulanan kısıtlamalar, Tayvan’ın stratejik önemini daha da artırdı.
- Rothschild Ailesi, Çin’in yükselişini destekleyen bir pozisyona sahip gibi görünüyor. Çünkü Çin, Avrupa pazarına büyük ihracat yaparak finansal akışı büyütüyor, City of London gibi merkezlerle güçlü bağlar kuruyor. “Bir Kuşak Bir Yol” projesi de bu finansal yayılmanın önemli ayaklarından biri.
- Rockefeller Ailesi ise ABD’nin küresel liderliğini sürdürmesi gerektiğini savunuyor. Trump yönetiminin Çin’e uyguladığı vergiler ve kısıtlamalar, bu ailenin “önce ABD çıkarları” prensibiyle uyumlu. Tayvan, stratejik bir nokta olarak Çin’in kontrolüne girmemeli diye düşünürken; Rothschild, küresel ticaretin akışını sürdürmek adına farklı bir strateji izliyor.
7. YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ Mİ?
Bu savaşın kazananı kim olursa olsun, dünya siyaseti için yeni bir sayfa açılacağı açık. Tek kutuplu düzenin yerini, çok kutuplu bir finansal ve jeopolitik düzenin alabileceği fikri, pek çok uzman tarafından dillendiriliyor. Eğer Rockefeller destekli ABD merkezli yaklaşımlar güç kazanırsa, “Büyük Amerika” hedefine doğru ilerleyen bir sistem oluşabilir. Öte yandan Rothschild ailesinin temsil ettiği küreselci anlayış, belki de devlet sınırlarını aşan, daha entegre bir finansal ağla dünya genelinde farklı bir ekonomik modeli inşa edebilir.
Bu aşamada Türkiye gibi kilit ülkelerin konumu da merak ediliyor. Coğrafi olarak stratejik bir noktada bulunan Türkiye, Doğu Akdeniz, Ortadoğu, Kafkaslar, Rusya-Ukrayna hattı gibi pek çok krizin ortasında yer alıyor. Hem Rothschild hem de Rockefeller ailelerinin Türkiye’yi kendi projelerine dahil etme çabaları, diplomasi ve ekonomi çevrelerinde konuşulan konular arasında.
8. GELECEĞE BAKIŞ
İlerleyen dönemde Grönland, Tayvan, Doğu Akdeniz ve diğer stratejik bölgelerdeki hamleler arttıkça, sermaye savaşının çok daha belirgin hale geleceği tahmin ediliyor. Devletler ve halklar, bu görünmeyen savaşın içinde kendilerine nasıl bir çıkış yolu bulacak, büyük soru işareti. Tarih, böylesine büyük güç çatışmalarının kolay kolay bitmediğini gösteriyor. Kimi analistler, önümüzdeki on yılın “çok kutuplu” dünya düzeninin şekilleneceği kritik bir dönem olacağını ileri sürüyorlar.
Murat Akan’ın açıklamalarına göre bu güç mücadelesi bir süre daha derinleşerek devam edecek. Ekonomik ortaklıklar, ittifaklar ve yeni diplomatik hamleler, tarafları daha da keskin çizgilerle belirleyecek. Hem ABD’deki hem İngiltere’deki güç odakları, kendi küresel projeleri için büyük bir jeopolitik satranç oynuyor. Kazanan tarafın kim olacağı ya da kısa vadede barışçıl bir çözümün mümkün olup olmadığı ise şimdilik belirsiz.
“Geleceği şekillendiren, devletlerin ötesinde güç sahibi olan aile ve kurumların savaşı, sadece bugünkü ekonomik veya siyasal durumumuzu değil, yarın nereye evrileceğimizi de belirleyecek. Bu yüzden dünyanın gözü, perde arkasında dönen büyük oyunda olmalı.” – Murat Akan
Sonuç olarak, Rothschild ve Rockefeller aileleri arasındaki güç mücadelesi, günümüzün global politikasında yalnızca dip dalga olarak kalmıyor. Bu çatışma, teknoloji, enerji, medya ve finans gibi alanlarda kendini hissettiriyor. Ulus devletlerin hamleleri, söz konusu iki ailenin temsil ettiği farklı küresel vizyonların gölgesinde gelişiyor. Devletler kendi çıkarlarını korumak için manevra yaparken, perde arkasındaki bu büyük sermaye rekabeti dünya siyasetinin yönünü belirlemeye devam edecek.
Views: 4
Paranormal Dergi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.