Sümerlerin Türk Olduğunun Tarihi Kanıtları

Sümerler ve Tarihin Başlangıcı

Tarih sahnesine ilk çıkan uygarlık olarak bilinen Sümerler, Mezopotamya’nın güneyinde M.Ö. 3300’lerden 1975’e kadar varlık göstermiştir. Sümerler, yazıyı bulan ve kullanan ilk toplum olarak, insanlık tarihinde bir dönüm noktası yaratmışlardır. Onların icatları, kültürel öğeleri ve dünya görüşü, tarih çağlarının başlamasına yol açmıştır. Sümerlerin kendilerine özgü inanışları, toplumsal yapıları ve dillere destan olan gelişmişlikleri, onların başka uygarlıklarla ilişkilerinin araştırılmasını önemli hale getirmiştir. Bu bağlamda Sümerler ve Türkler arasındaki ilişkiler, özellikle dil, kültür ve mitoloji düzeyinde yapılan karşılaştırmalarla dikkat çekmektedir.

Sümer-Türk Bağlantısının Arkeolojik ve Kültürel Kanıtları

Arkeolojik Bulgular

Türkmenistan’ın Anau şehri, Altay Dağları ve Sümerlerin yaşadığı Mezopotamya’da yapılan kazılarda benzer motifler ve figürlerin bulunması, Sümerlerle Türkler arasındaki ilişkiyi güçlendiren arkeolojik verilerdir. Özellikle süsleme sanatları, taş işçiliği ve mezar ritüelleri gibi detaylar, bu iki toplumun birbirine yakın bir kültürel çevreden etkilendiğine işaret etmektedir.

Sümerlerin İnanç Sistemi ile Türklerin Göktanrı İnancı

Sümerlerin 8 yıldız inancı, Oğuz Türklerinin Göktanrı inancı ve Oğuz Han’ın altı oğlu ile bağlantılıdır. Sümerlerin hükümdarlarına, tanrı tarafından yönetme yetkisi verildiği düşüncesi, Türklerin “kut anlayışı” ile birebir örtüşmektedir. Hem Sümerlerde hem de Türklerde, tanrı tarafından kutsanmış liderler, toplumda büyük bir saygı görmüştür.

Sümer Mitolojisi ve Türk Destanları

Sümerlerin “Gılgamış Destanı” ile Türklerin “Dede Korkut Hikayeleri” arasındaki benzerlikler dikkat çekicidir. Her iki destanın da 12 bölüme ayrılmış olması ve kahramanlarının başına gelen olayların bir kısmının rüyada gerçekleşmesi, ortak bir mitolojik geçmişin olabileceğini düşündürmektedir. Bu destanlar, toplumların ahlaki ve kültürel değerlerini yansıttığı için oldukça önemlidir.

Dilsel Bağlantılar: Sümerce ve Türkçe

Ortak Kelimeler

Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, yaptığı çalışmalarda Sümerce ile Türkçe arasında %95,5 oranında benzerlik bulunduğunu ortaya koymuştur. Ortak kelimeler, bu iki dilin bir dönem yakın bir coğrafyada ya da kültürel etkileşim içinde bulunduğunu göstermektedir. Örnekler arasında şunlar yer alır:

• Aga (Ağa): Lider veya yönetici anlamında.
• Altun (Altın): Değerli maden.
• Anu (Ana): Anne.
• Bar (Var): Varlık veya mevcudiyet.
• Tengiz (Deniz): Büyük su kütlesi.

Bu kelimeler, sadece dilsel benzerlikleri değil, aynı zamanda toplumsal yapılarındaki ortak noktaları da yansıtır.

Yerleşim Adları ve Coğrafi Bağlantılar

Sümer Yerleşimlerinin Türk Coğrafyasındaki Yansımaları

Sümerlerin Mezopotamya’daki şehirlerinden biri olan Kiş, günümüzde Türkiye’de farklı bölgelerde karşımıza çıkmaktadır:

• Bitlis’te Kiş Köyü
• Malatya’da Kişli
• Urfa’da Kişkan Köyü

Aynı şekilde, Sümerlerin başkenti Ur’un adı, Anadolu ve Asya’daki yerleşim birimlerinde de yankı bulmaktadır:

• Adıyaman’daki Urgöç
• Ardahan’daki Ur Köyü

Türklerin göç ettikleri yerlere, geldikleri bölgenin adını verdikleri düşünülürse, Sümerlerin de Asya’dan Mezopotamya’ya göç ederken benzer bir gelenek sürdürdükleri değerlendirilebilir.

Sümerlerin İcatları ve Türklerin Kültürel Mirası

Hem Sümerler hem de Türkler, insanlık tarihine birçok yenilik kazandırmıştır:

• Tek Tanrı İnancı: Sümerlerin inanç sistemi, Türklerin Göktanrı inancıyla büyük benzerlikler taşır.
• Tapınak Mimarisi: Her iki toplumda da tapınaklar, yüksek tepelere inşa edilmiştir.
• Tufan Efsanesi: Nuh Tufanı, Sümerlerin ve Türklerin mitolojisinde önemli bir yer tutar.
• Silah Üretimi: Her iki toplum da savaş teknolojileri konusunda ilerlemiş, kendi dönemlerine uygun mühendislik harikaları üretmiştir.

Sümer-Türk Bağlantısındaki Tartışmalar ve Farklı Görüşler

Fikir Birliği Neden Sağlanamıyor?

Sümerlerin yüksek kültür seviyesi, birçok milletin bu uygarlığı kendi ataları olarak sahiplenme çabasına neden olmuştur. Sümerlerin Türklüğü konusunda fikir birliğinin sağlanamamasının bir diğer sebebi, ulusal yaklaşımların bilimi gölgeleyebilmesidir. Bazı bilim insanları Sümerlerin Türklerle bağlantısını desteklerken, kimileri bu görüşe katılmamaktadır. Örneğin, Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ, Sümerlerin Türklerle olan bağlantısına dikkat çekerek, tarih yazımında yeni bir perspektif gerektiğini savunmaktadır. Ona göre, “Tarih Sümerlerle başlar” ifadesi artık yerini “Tarih Türklerle başlar” söylemine bırakmalıdır.

Ortak Bir Geçmişe İşaret Eden Bulgular

Sümerlerle Türkler arasındaki dilsel, mitolojik ve kültürel benzerlikler, bu iki halkın bir şekilde bağlantılı olduğunu göstermektedir. Ancak bu bağlantının netleştirilmesi, daha fazla bilimsel çalışmayı gerektirmektedir. Yine de Sümerler ve Türkler arasındaki ilişkiler, tarih ve kültür araştırmalarında önemli bir yer tutmaya devam edecektir. Bu yazıyı, hem Sümerlerde hem de Türklerde kullanılan bir özlü sözle bitirelim: “Biliyorsan öğret, bilmiyorsan öğren.”

Views: 2