Kırk Kilit Duası

Kırk Kilit Duası (Kırk Anahtar Duası), rivayetlere göre Hz. Fatıma tarafından tertip edildiği söylenen ve Kur’an-ı Kerim’den belirli sure ve ayetlerin bir araya getirilmesiyle oluşan duadır. Amaç; “hayır kapılarını açmak ve şer kapılarını kapatmak” olarak ifade edilir. Evlilik niyeti, aile saadeti, kısmet açıklığı, büyü bozum gibi farklı konularda okunabilir.

Hayırlı Evlilik ve Aile Saadeti İçin

• Nasıl Uygulanır?
  • Özellikle perşembe veya cuma sabahı, sabah namazından sonra bir miktar suya Kırk Kilit Duası okunur.
  • Ardından bir defa da Yâsîn Suresi okunması önerilir.
  • Okunan bu sudan bir miktar içilir ve kalanıyla gusül abdesti alınır.
  • Dört hafta boyunca düzenli şekilde tekrar edilir.
• Aile İçi Huzur ve Muhabbet:
  • Eşler arasındaki sevgi ve bağlılığı artırmak, tartışmaları gidermek niyetiyle yine suya (veya çay, meyve suyu vb.) dua okunur.
  • Okunduktan sonra eşlerin her ikisi de bu sudan içer.

Kısmetin, Talihin Açılması ve Büyülerin Bozulması İçin

• Kısmet Açılması ve Büyü Bozma:
  • Özellikle bağlama büyüsü gibi “bağlanan şeyin” çözülmesi, kişinin önündeki engellerin kalkması niyetiyle, yeterli miktardaki suya Kırk Kilit Duası okunur.
  • Bu suyla gusül abdesti alınır. Böylece üzerinde herhangi bir olumsuz manevi etki olduğuna inanılan kişinin korunacağı rivayet edilir.
• Safran Mürekkebiyle Yazma Uygulaması:
  • Bu duayı en tesirli şekilde uygulamanın, dua metnini Arapça olarak “safran mürekkebiyle” bir kâğıda yazıp, yazının suda çözünmesini beklemek suretiyle elde edilen suyla gusül veya normal yıkanma yapmak olduğu da söylenir.

Kırk Kilit Duası

1) Arapça Metin

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُّبِينًا سَلَامٌ عَلَيْكُمْ طِبْتُمْ فَادْخُلُوهَا خَالِدِينَ لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَٰذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ وَتِلْكَ حُجَّتُنَا آتَيْنَاهَا إِبْرَاهِيمَ عَلَىٰ قَوْمِهِ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَّن نَّشَاءُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلَا يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إِلَّا خَسَارًا قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ وَذَا النُّونِ إِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَىٰ فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَٰهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِدِينَ وَمِنَ النَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ اللَّهِ أَندَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللَّهِ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَشَدُّ حُبًّا لِّلَّهِ . بَیَّنَاهَا بَیْنَ آدَمَ وَحَوَّاءَ وَبَیْنَ یُوسُفَ وَفَاطِمَةَ الزَّهْرَاءَ وَعَلِیٌّ الْمُرْتَضَى . وَبِحَقِّ مُحَمَّدٍ الْمُصْطَفَى صَلَّى اللَّهُ عَلَیْهِ وَآلِهِ . وَبِحَقِّ جِبْرَئِیلَ وَمِیکَائِیلَ وَإِسْرَافِیلَ وَعِزَائِیلَ . یَا حَنَّانُ یَا مَنَّانُ یَا دَیَّانُ یَا بُرْهَانُ یَا رِضْوَانُ یَا سُلْطَانُ یَا غُفْرَانُ . بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِیمِ إِذَا جَاءَ نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ وَرَأَیْتَ النَّاسَ یَدْخُلُونَ فِی دِینِ اللَّهِ أَفْوَاجًا فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا نَصْرٌ مِّنَ اللَّهِ وَفَتْحٌ قَرِیبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِینَ یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُوا قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ اللَّهُ الصَّمَدُ لَمْ یَلِدْ وَلَمْ یُولَدْ وَلَمْ یَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ لَیْسَ كَمِثْلِهِ شَیْءٌ وَهُوَ السَّمِیعُ الْبَصِیرُ قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ قُلْ كَفَىٰ بِاللَّهِ شَهِیدًا بَیْنِی وَبَیْنَكُمْ وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا قُلْ یَجْمَعُ بَیْنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ یَفْتَحُ بَیْنَنَا بِالْحَقِّ وَهُوَ الْفَتَّاحُ الْعَلِیمُ قُلْ أَرَأَیْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِیَ اللَّهُ وَمَن مَّعِیَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن یُجِیرُ الْكَافِرِینَ مِنْ عَذَابٍ أَلِیمٍ قُلْ أَرَأَیْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَن یَأْتِیكُم بِمَاءٍ مَّعِینٍ قُلْنَا یَا نَارُ كُونِی بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَىٰ إِبْرَاهِیمَ قُلْ یَا أَیُّهَا الْكَافِرُونَ لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ قُلْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِئِینَ قُلْ سِیرُوا فِی الْأَرْضِ ثُمَّ انظُرُوا كَیْفَ

2) Okunuşu

Bismillâhirrahmânirrahîm
innâ fetahnâ leke fethan mubînâ salâmun aleykum tibtum fedkhulûhâ hâlidîn leqad câekum rasûlun min enfusikum azîzun aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bi’l-mu’minîne raûfun rahîm rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtilen subhâneke feqinâ azâben-nâr ve tilke huccetunâ âteynâhâ İbrâhîme alâ kavmihi nerfeu derecâtin men neşâ’ inne rabbeke hakîmun alîm ve kul câel hakku ve zehekal bâtıl innel bâtıle kâne zehûqâ ve nunezzilu minel-Kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun li’l-mu’minîn ve lâ yezîdu’z-zâlimîne illâ khasârâ kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ İbrâhîm ve erâdû bihi keydâ fe cealnâhumul ahserîn ve zen-nûni iz zehebe muğâdıben fazanne en len naqdire aleyh fe nâdâ fi’z-zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu mine’z-zâlimîn ve lâ tumsikû bi-ısamil kevâfir ve ulqiyesseharatu sâcidîn ve mine’n-nâsi men yettehizu min dûnillâhi endâden yuhibbûnehum kehubbillâh vellezîne âmenû eşeddü hubben lillâh.
Beyyennâhâ beyne Âdeme ve Havvâ ve beyne Yûsefe ve Fâtımate’z-Zehrâ ve Aliyyi’l-Murtazâ. Ve bi-hakkı Muhammedin el-Mustafâ sallallâhu aleyhi ve âlih. Ve bi-hakkı Cebrâîl ve Mîkâîl ve İsrâfîl ve Azrâîl. Yâ Hannânu yâ Mennânu yâ Deyyânu yâ Burhânu yâ Rıdvânu yâ Sultânu yâ Gufrân.
Bismillâhirrahmânirrahîm izâ câe nasrullâhi ve’l-feth ve raeyten-nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ fe sebbih bihamdi rabbike ve’stagfirh innehu kâne tevvâbâ nasrun minallâhi ve fethun qarîb ve beşşiri’l-mu’minîn yâ eyyuhe’l-lezîne âmenû kul huvallâhu ehad allâhus-samed lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû kufuven ehad leyse kemislihi şey’ ve huve’s-semîu’l-basîr kul eûzu bi-rabbi’l-felak min şerri mâ halak ve min şerri gâsıqin izâ vekab kul eûzu bi-rabbi’n-nâs kul kefâ billâhi şehîden beynî ve beynakum ve kul câel hakku ve zehekal bâtıl innel bâtıle kâne zehûqâ kul yecma’u beynenâ rabbunâ summe yeftehu beynenâ bil-hakk ve huve’l-fettâhu’l-alîm kul eraeytum in ehlekeniyallâhu ve men maî ev rahımanâ fe men yucîru’l-kâfirîne min azâbin elîm kul eraeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye’tîkum bimâin me’în kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ İbrâhîm kul yâ eyyuhe’l-kâfirûn lâ a’budu mâ ta’budûn kul kûnû kiradeten hâsi’în kul sîrû fi’l-ard summe’nzurû keyfe

Dua İçinde Yer Alan Ayetler

1. el-Fetih 48/1
2. ez-Zümer 39/73
3. et-Tevbe 9/128
4. Âl-i İmrân 3/191
5. el-En’âm 6/83
6. el-İsrâ 17/81
7. el-İsrâ 17/82
8. el-Enbiyâ 21/69
9. el-Enbiyâ 21/70
10. el-Enbiyâ 21/87
11. el-Mümtehıne 60/10 (kısmen)
12. eş-Şuarâ 26/46
13. el-Bakara 2/165
14. (Beyyennâhâ… / ek dua metni)
15. en-Nasr 110/1-3
16. es-Saff 61/13
17. (Yâ eyyuhe’l-lezîne âmenû / hitap)
18. el-İhlâs 112/1-4
19. eş-Şûrâ 42/11 (kısmen)
20. el-Felak 113/1-3
21. en-Nâs 114/1 (kısmen)
22. el-En’âm 6/19 (kısmen)
23. el-İsrâ 17/81 (tekrar)
24. es-Sebe’ 34/26
25. el-Mülk 67/28
26. el-Mülk 67/30
27. el-Enbiyâ 21/69 (tekrar)
28. el-Kâfirûn 109/1-2
29. el-Bakara 2/65 (kısmen)
30. el-En’âm 6/11 (kısmen)

3) Meâl

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik.
(Allah’ın lütfuna mazhar olanlara denir ki:) ‘Size selâm olsun, hoş geldiniz! Haydi, ebedî olarak oraya girin!’
Andolsun, size kendinizden öyle bir Peygamber geldi ki sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir; size karşı çok düşkündür, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir.
Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tenzih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!
Bu, İbrahim’e kavmi karşısında verdiğimiz delilimizdir. Dilediğimiz kimsenin derecesini yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyi) hakkıyla bilendir.
De ki: ‘Hak geldi, bâtıl yok oldu. Bâtıl zaten yok olmaya mahkûmdur.’
Biz, Kur’an’dan müminler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiririz; zalimlerin ise sadece zararını artırır.
‘Ey ateş! İbrahim üzerine serinlik ve selâmet ol!’ dedik.
(Ona) tuzak kurmak istediler, fakat biz onları en büyük kayba uğrayanlar kıldık.
Zünnûn (Yûnus) da öfkeli bir hâlde ayrıldı; kendisine güç yetiremeyeceğimizi sandı. Karanlıklar içinde ‘Senden başka ilâh yoktur, seni noksan sıfatlardan tenzih ederim; gerçekten ben zulmedenlerden oldum.’ diyerek yalvardı.
Kâfir kadınların nikâh bağını elinizde tutmayın.
(Sihirbazlar) secdeye kapandılar.
İnsanlardan öyleleri vardır ki Allah’tan başkasını O’na eş tutarlar; Allah’ı sever gibi onları severler. Îman edenlerin Allah’a olan sevgisi ise her şeyden daha güçlüdür.
Onu (duayı ve sırrını) Âdem ile Havvâ ve Yûsuf ile Fâtıma Zehrâ ve Aliyyü’l-Murtazâ arasında ortaya koyduk. Seçkin Peygamber Muhammed (s.a.v) hakkı için, Cebrâil, Mikâil, İsrâfil ve Azrâil hakkı için… Ey çok merhamet eden, çok ihsan eden, hüküm sahibi, delil ve saltanat sahibi, sonsuz bağışlayıcı Rabbim!
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde, insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile; şüphesiz O, çokça tövbeleri kabul edendir.
(İşte bu) Allah katından bir yardım ve yakın bir fetihdir; müminlere müjdele!
Ey iman edenler!
De ki: ‘O Allah birdir. Allah samed’dir (her şey O’na muhtaçtır, O kimseye muhtaç değildir). O doğurmamış ve doğurulmamıştır; hiçbir şey O’na denk değildir.’
O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
De ki: ‘Ben, yaratılmışların şerrinden, karanlığı çöktüğü vakit gecenin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım.’
De ki: ‘İnsanların Rabbine sığınırım.’
De ki: ‘Benimle sizin aranızda Allah’ın şahit olması yeter.’
Ve yine de ki: ‘Hak geldi, bâtıl yok oldu; şüphesiz bâtıl yok olmaya mahkûmdur.’
De ki: ‘Rabbimiz, hepimizi bir araya getirecek ve sonra hakkımızda hak ile hükmedecek. O, her şeyi hakkıyla bilen, mutlak hüküm ve fetih sahibidir.’
De ki: ‘Bir düşünün; Allah beni ve beraberimde olanları helak etse veya bize merhamet etse, kâfirleri o acı azaptan kim kurtaracak?’
De ki: ‘Bir sabah suyunuz çekiliverse, size kim akarsu getirebilir?’
‘Ey ateş! İbrahim üzerine serinlik ve esenlik ol!’ dedik.
De ki: ‘Ey kâfirler! Ben sizin taptıklarınıza tapmam.’ Ve: ‘(Yoldan çıkanlara) Aşağılık maymunlar olun!’ (buyuruldu).
De ki: ‘Yeryüzünde dolaşın ve bakın (ibret alın) nasıl (sonuçlar ortaya çıkmış).’

Kaynaklar ve Son Notlar

• Bu metin, Kur’an-ı Kerim’den farklı sure ve ayetlerin belirli bir düzenle sıralanması sonucu elde edilmiş, gelenekte “Hz. Fatıma’ya nispet edilen Kırk Kilit (Kırk Anahtar) Duası” olarak aktarılmaktadır.
• Rivayetlerin yazılı ve sözlü kaynaklarındaki detaylar için Tefsîr-i Taberî, İbn Kesir Tefsiri, Elmalılı Hamdi Yazır (Hak Dini Kur’an Dili) gibi kitabi eserlere başvurulabilir.
• Duaların kabulü, niyetin samimiyetine ve Allah’ın takdirine bağlıdır. Her türlü dünyevî sorun için uzman desteği almakla birlikte manevi vesilelere de başvurmak, İslam geleneğinin bir parçasıdır.

Uyarı: Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup, gelenekteki aktarımı yansıtmaktadır. Dini konularda nihai başvuru kaynağı Kur’an-ı Kerim ve sahih hadislerdir. Kullanılan yönteme ve uygulamalara dair inanç ve tatbikat, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Her konuda olduğu gibi dua ve manevi yöntemleri uygularken de itikadî hassasiyet ve ihlas esastır.

Views: 30