Aytunç Altındal’dan “Tılsımlı Kelimeler” İddiası

Paranormal Dergi | Aytunç Altındal’ın "Tılsımlı Kelimeler" Açıklaması

Aytunç Altındal: Vatikan’ın derinliklerinde barındırdığı sırlar ve gelenekler, çoğu zaman modern dünyanın yüzeyinde göremediğimiz, ancak kilisenin inanç pratikleri içerisinde kök salmış kadim bilgilere dayanır. Bu bağlamda Vatikan bünyesinde “Exorcism” – yani şeytan çıkarma, cin kovma ya da ruhani varlıklara karşı mücadele – gibi özel bir bölümün varlığı oldukça dikkat çekicidir. Elbette bu tür ayin ve uygulamalara sadece ruhani bir ritüel olarak bakmak yanıltıcı olacaktır. Zira Vatikan’da nesilden nesile aktarılan, Bâbil ve Antik Mısır dönemlerine kadar uzanan bazı “sihirli kelimeler”, “tılsımlı ifadeler” yahut “ezoterik ritüeller” söz konusudur.


Benim de araştırmacı olarak sıkça vurguladığım hususlardan biri, bu tılsımlı sözlerin – ister “sihirli kelimeler” olarak isimlendirilsin ister başka bir adla anılsın – bazı hassas bünyelerde belirgin tepkiler ortaya çıkardığı gerçeğidir. Ne zaman ki bu kelimeler bazı insanlara aktarılır veya belli bir ritüel çerçevesinde telaffuz edilir, o zaman kişinin bedeninde ve zihninde olağandışı tepkiler görülebilir. Bu tepkiler kimi zaman fizyolojik değişiklikler, kimi zaman ise sanrılar, nöbet benzeri krizler ya da yoğun psişik rahatsızlıklar olarak kendini gösterebilir.


Vatikan’ın şimdilerde “modern dünyanın” gözünden sakladığı bazı kadim uygulamaları, doğrudan Bâbil ve Antik Mısır’dan miras kalan bilgilerle ilintilidir. Bu ezoterik birikim, sadece ayinler ve ruhani uygulamalarla sınırlı değildir; aynı zamanda ölüm ve ölüm ötesi konusundaki sırların da saklanmasına işaret eder. Bugün Vatikan’ın derin arşivlerinde yüzlerce yıl öncesinden kalan papirüsler, yazma eserler, gizli belgelere ek olarak, ölmüş papaz ve rahibelerin mumyalanması gibi alışılmadık geleneklere dair metinlerin de bulunması bu yüzdendir.


Burada ayrıca, Firavunlar döneminde yazıldığı söylenen “Kabala kitabı” konusuna değinmek gerekir. “Kabala” genellikle Yahudi mistisizmiyle ilişkilendirilir ama kökeninin Mısır, Bâbil ve Sümer’e kadar uzandığına dair pek çok ezoterik kaynak mevcuttur. Vatikan’ın, Kabala’yı ve benzer ezoterik metinleri “resmî” kanallarda lanse etmemesi ve bu yazmaları derin kasalarında saklaması tesadüf değildir. Bu tür bilgiler, sadece kilise kademesinin üst düzey yetkililerinin veya “ehil” kişilerin okuyup anlayabileceği, sıradan inananların ya da dış dünyanın bilmemesi gerektiği sayfalar olarak kabul edilir.


Öte yandan, Vatikan’ın resmî baş şeytan çıkarıcısı olarak bilinen Peder Gabriele Amorth, daha önce de yaptığı çeşitli açıklamalarda “Yoga” ve benzeri ruhsal pratiklerin “şeytan musallatına” kapı aralayabileceğini belirtmişti. Bu söylemin ardındaki sebep, Vatikan’ın belirli dogmalarla çelişen ya da Batı anlayışına göre “mistik” veya “bilinç dönüşümüne dayalı” ritüelleri tehlikeli görmesidir. Gabriele Amorth, uzun yıllar Vatikan’ın şeytan çıkarma bölümüyle ilgilenmiş, birçok vakayı bizzat izlemiş ve katıldığı ayinlerde ruhsal enerjiler ile psişik etkileşimler üzerine tanıklıklarını defalarca aktarmıştır.


Benim araştırmalarım doğrultusunda şu noktaların altını çizmek isterim:

  1. Tılsımlı Kelimeler ve Ritüellerin Kaynağı
    Vatikan’da kullanılan bazı özel dualar, formüller ve afsunlar; Babil, Asur, Keldani gibi kadim uygarlıkların dilek ve dua metinleriyle benzerlik gösterir. Bu kadim öğretilerin kilise içinde kimi zaman “beyaz büyü” ya da “mukaddes kelam” kisvesi altında korunduğu söylenir.
  2. Ölen Papaz ve Rahibelerin Mumyalanması
    Tarihsel açıdan bakıldığında, Hristiyan geleneği içinde mumyalama alışılmış bir uygulama değildir. Ancak Vatikan’ın kadim kadroları arasında, seçkin kişileri mumyalama geleneğinin sürdürülmüş olabileceğine dair bulgular bulunmaktadır. Bu, Antik Mısır’daki ölüm sonrası bedenin saklanmasına yönelik inancın bir tür uzantısı olarak değerlendirilebilir.
  3. Kabala ve Gizli Arşivler
    Vatikan’ın gizli arşivlerinde sadece Hristiyan literatüre değil, çok sayıda pagan, Yahudi mistisizmi ve İslami eser dâhil olmak üzere çeşitli kültürlere ait binlerce yazma eserin bulunduğu iyi bilinir. “Kabala”nın bizzat Vatikan tarafından muhafaza edildiği iddiası, kilisenin bu bilgiyi kendine göre yorumladığına ya da saklı tuttuğuna işaret eder. Ezoterik ve mistik öğretilerin dogmalarla çelişmesi nedeniyle, bu tür eserler sınırlı erişime tabi olabilir.
  4. Yoga ve Şeytan Kavramı
    Batı düşüncesinde, bilhassa kilise çevrelerinde, Doğu mistisizmi ve meditasyon teknikleri çoğu zaman şüpheyle karşılanmıştır. Peder Amorth gibi şeytan çıkarma uzmanlarının Yoga’yı “tehlikeli” olarak nitelendirmesi, kilise inancı dışındaki tüm mistik uygulamaların (enerji çalışmaları, çakra açma teknikleri vb.) “ruhsal kapılar” açıp istenmeyen varlıkları davet edebileceği inancına dayanır. Bu, dogmanın kendi bütünlüğünü koruma çabasından kaynaklanır.
  5. Ruhsal Taşmalar ve Psişik Reaksiyonlar
    Cin çıkarma ayinlerinde ya da exorcism ritüellerinde sıkça bahsedilen, kişilerin aşırı fiziksel tepkiler vermesi, bilinç kaymaları veya olağan dışı davranışlar sergilemesi, psişik düzeyde yaşanan bir çatışmanın dışa vurumu olarak yorumlanabilir. Tılsımlı kelimeler ya da sihirli sözler, kişinin bilinçaltında tetiklenmelere yol açarak ruhsal bir krizi başlatır veya derinleşmesini sağlar.

Sonuç olarak, Vatikan’ın yüzyıllar boyunca sakladığı veya saklamak zorunda kaldığı bu ezoterik, mistik ve kimi zaman da okültik bilgilerin kökleri, tahmin ettiğimizden de derindir. Bâbil, Antik Mısır ve diğer kadim uygarlıklara uzanan bu hat, elbette ki sadece dini ritüellerle sınırlı kalmaz; aynı zamanda ölümsüzlük, gizli ilimler, kadim büyü metotları ve ruhsal âlemlerle bağlantılı pek çok unsuru barındırır. İşte bu sebeple Vatikan, kendisi için “tehlikeli” ya da “sistemi sarsabilecek” nitelikte gördüğü metinleri Arşivlerinde gizlemeye, baş şeytan çıkarıcısı gibi uzman din görevlileri aracılığıyla da kendi doğrultusunda yorumlamaya devam etmektedir.


Bu hususların tümü, yalnızca spekülasyon olarak düşünülmemeli; zira tarihin tozlu sayfalarında, kilise içindeki bazı otoritelerin bu sırları saklama gayretine dair pek çok kanıt bulunmaktadır. Kilise ile kadim medeniyetlerin öğretileri arasındaki bağlantıyı anlamak, bizi modern dünyanın perdesinin ardına taşıyıp gizli ilimlerin, büyüsel inancın ve ruhsal pratiklerin bambaşka bir yönünü göstermektedir.


Unutulmamalıdır ki, geleneksel inanç sistemleri içinde saklanan, zapt edilen veya korunmaya alınan her bilgi, insanlığın bütüncül ruhani serüvenine ışık tutabilecek potansiyellere sahiptir. Vatikan, bu sırların bekçiliğini üstlenirken, kimilerine göre “insanlığı karanlıkta bırakan” bir misyonu icra eder; kimilerine göreyse ruhani kaosu önleyecek bir kontrol mekanizmasıdır. Bu denge, kadim bilgi ve modern inanç arasındaki köprüyü anlamak isteyen araştırmacılar için hâlâ en büyük merak konularından biridir.

Views: 14

İlginizi Çekebilir:Sizi Şok Edecek 10 Paranormal Video
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Tüylerinizi Diken Diken Edecek 25 Korkunç TikTok Videosu!
Tüylerinizi Diken Diken Edecek 25 Korkunç TikTok Videosu!
Paranormal - The Unrevealed Secrets of the Sphinx
Sfenks’in Halka Açıklanmayan Sırları
Adanalı Ahmet Delibalta'nın Reenkarnasyonu Esrarengiz Paranormal Olay
 Adanalı Ahmet Delibalta’nın Reenkarnasyonu
Sizi Şok Edecek 10 Paranormal Video
Sizi Şok Edecek 10 Paranormal Video
Beyin ve Büyü Arasındaki Gizemli Bağlantı - Paranormal
Beyin ve Büyü Arasındaki Gizemli Bağlantı
Oumuamua: The Mysterious Visitor from the Stars
Uzayın Gizemli Ziyaretçisi Oumuamua Tekrar Ortaya Çıktı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paranormal Dergi | © 2025 |