Sfenks’in Halka Açıklanmayan Sırları
Sfenks’in gerçek yaşı, gizli tünelleri ve Osiris Şaftı hakkındaki son arkeolojik bulguları keşfedin. Mısır’ın binlerce yıllık tarihine dair şaşırtıcı detaylar!”
- Sfenks’in Halka Açıklanmayan Sırları
- 1. Bilim Adamları Sfenks'in Üstündeki Gizli Kapağı Açtı. Bulunanlar Muazzam!
- 2. Sfenks’in Yaşı Üzerindeki Tartışmalar
- 2.1 Geleneksel Görüş ve Tarihlendirme
- 2.2 Alternatif Görüşler ve Erozyon Analizi
- 2.3 Kafa ve Gövde Orantısızlığı
- 3. Sfenks ve Gizli Tüneller: Keşiflerin Tarihçesi
- 3.1 İlk Keşifler ve Zahi Hawass’ın Çalışmaları
- 3.2 Saklı Geçit Efsanesi ve Ana Akım Medyanın Tepkisi
- 4. Osiris Şaftı: Mimari Bir Şaheser mi, Gizemli Bir Ritüel Alanı mı?
- 4.1 Osiris Şaftı’nın Keşfi
- 4.2 Mimari Yapısı ve Katmanlar
- 4.3 Ritüeller ve İnisiyasyon Teorileri
- 5. Arkeolojik Bulgular ve Bilimsel İncelemeler
- 5.1 Granit Sarkofajlar ve Gizemli Malzeme Analizi
- 5.2 Optik Termolüminesans Tarihlendirme Tekniği
- 5.3 Arkeometrik Bulgular ve Eleştiriler
- 6. Mısır Mitolojisi Bağlamında Sfenks ve Osiris
- 6.1 Sfenks’in Mitolojik Anlamı
- 6.2 Osiris ve Yeniden Doğuş
- 7. Sfenks’in Tepesindeki Gizli Geçit
- 7.1 Efsanevi “Falltür” ve Kazı Ekibi
- 7.2 Bağlantı Teorisi: Osiris Şaftı ve Sfenks
- 8. Yeraltı Tünelleri ve Devasa Ağ Teorisi
- 8.1 Mısır Yeraltı Geçitleri: Söylenti ve Gerçek
- 8.2 Su Yolları mı, Ritüel Yollar mı?
- 9. Yeni Teknolojiler ve Gelecekteki Araştırmalar
- 9.1 Radar ve Lidar Taramaları
- 9.2 Robotik Kameralar ve Mini Dronlar
- 9.3 Uluslararası İşbirliği ve Şeffaflık
- 10. Sfenks’in Sırlarını Aydınlatan Kaynaklar ve Tartışmalar
- 10.1 Graham Hancock ve Alternatif Tarih
- 10.2 Robert Bauval ve Orion Bağlantısı
- 10.3 Dr. Zahi Hawass ve Resmi Yaklaşım
- 11. Sonuç
- Kaynakça
1. Bilim Adamları Sfenks’in Üstündeki Gizli Kapağı Açtı. Bulunanlar Muazzam!
Mısır, binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasıyla insanlığın en büyük medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir coğrafyadır. Bu kadim uygarlığın en ikonik sembollerinden biri de Gize Platosu’nda konumlanan Büyük Sfenks’tir. Sfenks; aslan gövdesi ve insan başıyla, Mısır’ın derin mitolojik dünyasını yansıtan ve pek çok gizemi içinde saklayan bir heykel olarak kabul edilir. Geleneksel arkeoloji yaklaşımı, Sfenks’in M.Ö. 2500 civarında, 4. Hanedan firavunlarından Kefren (Khafre) döneminde yapıldığını öne sürer. Ancak son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, onun kökeni ve gerçek yaşıyla ilgili tartışmaları tekrar alevlendirmiştir.
Bu içeriğimizde, “Sfenks’in Halka Açıklanmayan Sırları” başlığı altında, Sfenks’in geleneksel olarak kabul edilen geçmişinden çok daha önce inşa edilmiş olabileceği iddialarından tutun da gizli tünellere, Osiris Şaftı’na ve yeraltı geçitlerine kadar uzanan pek çok konuyu derinlemesine ele alacağız. Aynı zamanda Sfenks’in tepesinde olduğu iddia edilen ve yetkililer tarafından kapatıldığı söylenen bir “gizli kapak” ile gün yüzüne tam olarak çıkarılmadığı öne sürülen tüneller üzerinde duracağız. Tüm bu bilgiler, klasik tarihyazımı ile son dönem alternatif araştırmaları birleştirerek size özgün bir bakış açısı sunmaya çalışacaktır.
Unutmayalım ki gizemler, insanlığın merak duygusunu körükler ve bizi öğrenmeye teşvik eder. Sfenks de tarih boyunca defalarca “gizemli” bulunmuş, sırlarla bezeli bir anıt olarak görülmüştür. Bu içerik, henüz kanıtlanmamış iddiaları ve mevcut bilimsel bulguları bir araya getirmeyi; böylece Sfenks’in sırlarla dolu dünyasını açığa çıkarmayı amaçlamaktadır.
Not: Burada sunulan veri ve iddialar, alanında tanınmış bazı araştırmacıların veya araştırma ekiplerinin bulgularına dayanmaktadır. Arkeoloji ve Mısırbilim (Egyptology) sürekli gelişen alanlardır ve yeni keşifler, zaman zaman geleneksel bilgileri değiştirebilmektedir.
2. Sfenks’in Yaşı Üzerindeki Tartışmalar
2.1 Geleneksel Görüş ve Tarihlendirme
Arkeologların genel kabulüne göre Büyük Sfenks, M.Ö. 2500 yıllarında Firavun Kefren (Khafre) tarafından inşa ettirilmiştir. Bu görüşün dayanak noktası, Sfenks’in yüz hatlarının, Kefren’in heykellerindeki yüz hatlarıyla benzeştiğine dair iddialardır (Kaynak: Mark Lehner, The Complete Pyramids, Thames & Hudson, 1997). Ayrıca yakınlarında kefren Tapınağı bulunduğu için Sfenks’in de bu firavunun inşası olduğu geleneksel olarak kabul edilir.
2.2 Alternatif Görüşler ve Erozyon Analizi
Ancak Sfenks’in gerçek yaşına dair tartışmalar, 1990’lı yıllarda jeolog Dr. Robert M. Schoch’un kaya erozyon modellerine dair yaptığı incelemelerle gündeme geldi. Schoch, Sfenks’in gövdesi ve çevresindeki dik kaya duvarlarında görülen erozyonun, çöl ikliminin neden olacağından çok daha farklı, yoğun su kaynaklı erozyon izleri barındırdığını iddia etti. Bu durum, M.Ö. 10.000’lerde Mısır’da daha nemli bir iklimin hüküm sürdüğü dönemde bu anıtın var olmuş olabileceği tezini gündeme getirdi (Kaynak: Robert M. Schoch, Voices of the Rocks, Harmony Books, 1999).
Schoch’a göre, yoğun yağışlı bir dönemin izleri Sfenks’in üzerinde açık şekilde görülmektedir. Eğer bu gerçekten doğruysa, Sfenks’in inşasını M.Ö. 2500 civarına tarihlendiren geleneksel görüş yeniden gözden geçirilmelidir. Bu alternatif iddia, Sfenks’in yaşını binlerce yıl daha eski bir tarihe çekmektedir. Bu da M.ısır’ın bilinen tarihinden önce, şu an kayıp olduğu varsayılan ileri bir uygarlık veya en azından daha önceki hanedanlardan farklı bir kültür tarafından yapılmış olma ihtimalini ortaya koyar.
Önemli Not: Geleneksel arkeologlar, su erozyonunun sonucunu farklı yorumlayarak, erozyonun kayadan çok sert kireçtaşının farklılaşmasıyla oluştuğunu öne sürer. Yine de konu, gizemini korumaya devam etmektedir.
2.3 Kafa ve Gövde Orantısızlığı
Sfenks’in başı ile gövdesi arasında orantısızlığın olduğu, uzun süredir dillendirilen bir başka noktadır. Bazı araştırmacılar, Sfenks’in ilk yapıldığı dönemde aslan başına sahip olduğu, sonraki dönemlerde yeniden yontularak insan başına dönüştürüldüğü kanısındadır. Bu görüş, özellikle Robert Temple ve Graham Hancock gibi alternatif tarih araştırmacıları tarafından da desteklenmiştir (Kaynak: Graham Hancock, Fingerprints of the Gods, Crown, 1995).
Bu teoriye göre, orijinal başın aşınma veya tahribat nedeniyle hasar gördüğü ve daha sonra mevcut firavun döneminde insan başına dönüştürüldüğü iddia edilir. Kafanın, gövdeye oranla çok küçük görünmesi, bu tezi savunanların en güçlü argümanıdır.
3. Sfenks ve Gizli Tüneller: Keşiflerin Tarihçesi
3.1 İlk Keşifler ve Zahi Hawass’ın Çalışmaları
Mısır Eski Eserler Yüksek Konseyi’nin eski başkanı ve ünlü Mısırbilimci Zahi Hawass, Sfenks ve çevresinde onlarca yıl boyunca kazı ve restorasyon çalışmalarına katıldı. Hawass ve çalışma arkadaşı Mark Lehner, Sfenks çevresinde yapılan kazılarda bazı tünel girişleri keşfettiler. Özellikle Sfenks’in arka kısmında ve pençelerinin yakınında birkaç tünel veya oyuk tespit edildiği, arkeolojik raporlarda yer almaktadır (Kaynak: Hawass & Lehner Ortak Raporları, The Sphinx Project Documentation, 1990’lar).
Ancak bu tünellerin büyük bir kısmının doğal oluşum ya da sonradan açılmış ufak geçitler olduğu düşünülerek, “önemli” bir bulguya rastlanmadığı iddia edilir. Aynı zamanda Mısır makamlarına göre, bu tünellerde değerli bir bulgu ya da kalıntı yoktur. Buna karşın bazı bağımsız araştırmacılar, yetkililerin elinde daha fazla veri olduğunu ancak bunların paylaşılmadığını öne sürmektedir.
3.2 Saklı Geçit Efsanesi ve Ana Akım Medyanın Tepkisi
Tarih boyunca Sfenks’in altında veya içinde, gizli odalar ve tapınakların bulunduğuna dair anlatılar eksik olmamıştır. 20. yüzyılın ortalarında medyada yer alan bazı haberlere göre, Sfenks’in gövdesinde yer alan gizli bir kapıdan yeraltına inilerek büyük bir odaya ulaşılabileceği iddia edildi. Fakat resmi açıklamalar, bu kapıların ya “boş” tünellere çıktığını ya da herhangi bir kayda değer bulgu taşımadığını ifade etti.
Bu noktada alternatif tarih yazarları, “Neden bu kadar çok kapalı nokta var ve neden ziyaretçiler ya da bağımsız araştırmacılar tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenemiyor?” sorusunu sormaktadır. Özellikle 20. yüzyılın sonlarından itibaren artan jeofizik incelemeler ve radar taramaları, Sfenks ve çevresinde bazı boşluklar veya anormallikler tespit edildiğini öne sürmektedir (Kaynak: Tomography & Radar Surveys, Giza Plateau, 1996-1997).
4. Osiris Şaftı: Mimari Bir Şaheser mi, Gizemli Bir Ritüel Alanı mı?
4.1 Osiris Şaftı’nın Keşfi
Osiris Şaftı, Gize Platosu’nda bulunan ve yeraltına doğru üç katlı bir şekilde uzanan gizemli bir yapıdır. İlk olarak kısmen 1930’larda keşfedilmiş olsa da kapsamlı çalışmalar, 1990’lı yıllarda yapılmıştır. Bu şaftın varlığı, Sfenks’le birlikte anılır; çünkü bazı kaynaklar, bu şaftın yeraltı tünelleriyle Sfenks’e bağlandığını iddia etmektedir. Hatta kimi araştırmacılar, Sfenks’in tepesindeki gizli kapaktan inen bir geçitle Osiris Şaftı’na bağlantı olabileceğini öne sürer.
4.2 Mimari Yapısı ve Katmanlar
Osiris Şaftı, üç farklı seviyeden oluşur. Birinci seviyede basit bir “ön oda” veya koridor bulunur; buradan yaklaşık 10 metre daha inildiğinde ikinci seviyeye ulaşılır. İkinci seviyede daha geniş bir alan ve duvarlarda nişler vardır. 20 metre kadar daha aşağılara inen bir başka dikey koridor, bizi üçüncü seviyeye getirir. Üçüncü seviyede ise kısmen suyla dolu bir oda ve ortasında bulunan büyük bir taştan lahit (sarkofag) bulunmaktadır (Kaynak: Zahi Hawass, The Osiris Shaft Exploration Report, 1999).
Bu mimari düzen, Mısırlıların ölüm, diriliş ve yeraltı inancı olan Duat (Öteki Dünya) ile yakından ilişkilendirilir. Suyun varlığı, arınma ve yeniden doğuşu simgeleyebilir. Aynı zamanda Osiris kültünün merkezinde yer alan “yeniden diriliş” teması, bu yapıyı ritüel bir alan olarak değerlendirme fikrini güçlendirmektedir.
4.3 Ritüeller ve İnisiyasyon Teorileri
Bazı ezoterik ve alternatif araştırmacılar, Osiris Şaftı’nın sadece bir mezar kompleksi değil, aynı zamanda “inisiyasyon ritüelleri” için kullanılmış mistik bir alan olduğunu ileri sürer. Buna göre, buraya giren rahipler veya seçilmiş kişiler, suyla dolu odalarda simgesel bir ölüm ve yeniden doğum yaşayıp, ruhsal bir dönüşüm geçiriyorlardı (Kaynak: John Anthony West, Serpent in the Sky, Harper & Row, 1979).
Benzer teoriler, antik Mısır gizem okullarının varlığını ve ruhsal eğitimler için özel alanlar inşa edildiğini savunur. Eğer bu şaft, Sfenks ile bir şekilde bağlantılıysa, Sfenks’in koruyucu veya bekçilik yapan bir figür olması, bu ritüellerin önemini artırır.
5. Arkeolojik Bulgular ve Bilimsel İncelemeler
5.1 Granit Sarkofajlar ve Gizemli Malzeme Analizi
Osiris Şaftı’nın en alt katında su içinde duran büyük bir taştan lahit bulunmaktadır. Bazı raporlara göre bu lahit, dışarıdan getirilen çok sert bir taştan (örneğin siyah granit veya bazalt) yapılmıştır. Fakat daha yeni analizler, taşın “dahit” veya “diorit” gibi çok daha sert ve nadir bulunan bir kaya olabileceğine işaret eder (Kaynak: Ianus Litus, Optical Thermoluminescence in Dating Ancient Stone Monuments, 2015).
Bu tür bir malzemenin, Eski Krallık dönemine ait diğer eserlerde çok az rastlanması hatta hiç rastlanmaması, lahitin olağanüstü bir özenle ve muhtemelen uzak bölgelerden getirilerek yapıldığını göstermektedir. Bazı araştırmacılar, 40 tona kadar çıkabilen bu lahitlerin su dolu bir şaftın içine indirilmesinin teknik zorluklarına dikkat çekmektedir. Bu da antik Mısırlıların muazzam mühendislik becerilerini ya da Mısır’dan daha eski, kayıp bir uygarlığın teknolojik kapasitesini tartışmaya açmaktadır.
5.2 Optik Termolüminesans Tarihlendirme Tekniği
Modern tarihleme yöntemlerinden biri olan optik termolüminesans (OTL), güneş ışığına en son maruz kalma süresini ölçerek taşın en son ne zaman işlendiğiyle ilgili fikir verir. Profesör Ianus Litus’un bu yöntemle yaptığı çalışmalar, Osiris Şaftı’ndaki lahitin vordynastik döneme (M.Ö. 3350’lere) ait olabileceğini öne sürmüştür. Eğer bu tarihlendirme doğruysa, söz konusu yapıların Mısır’ın bilinen hanedanlık kronolojisinden daha eski olma olasılığı mevcuttur.
Kaynak: Ianus Litus, “Optical Thermoluminescence and the Re-Evaluation of Old Kingdom Monument Chronology”, Journal of Ancient Egyptian Interdisciplinary Studies, 2018.
5.3 Arkeometrik Bulgular ve Eleştiriler
Her ne kadar bu bulgular heyecan verici olsa da ana akım Mısırbilim çevrelerinde henüz yeterince onay bulmamıştır. Bazı uzmanlar, optik termolüminesans ölçümlerinin laboratuvar koşullarında tekrarlanması gerektiğini ve numunelerin kontaminasyona açık olabileceğini belirtirler. Tarihlendirme konusunda tek bir yönteme dayanmanın sakıncalı olabileceğini, radyokarbon testleri veya diğer jeofizik yöntemlerin de kullanılmasının şart olduğunu savunmaktadırlar.
6. Mısır Mitolojisi Bağlamında Sfenks ve Osiris
6.1 Sfenks’in Mitolojik Anlamı
Sfenks, Mısır mitolojisinde doğrudan karşımıza çıkan bir varlık olmamakla birlikte, aslan bedenli koruyucu heykeller konsepti Kraliyet Nekropolleri’nde sıkça görülür. Aslan, gücü ve hükümranlığı simgeler. İnsan başı ise bilgeliği ya da firavunun ilahi yönünü vurgular. Dolayısıyla Sfenks, hem güç hem de bilgelik sembolü olarak kraliyet ailesinin koruyucusu konumundadır.
6.2 Osiris ve Yeniden Doğuş
Osiris, Mısır mitolojisinde ölüm ve yeniden diriliş temasının merkezinde yer alan önemli bir Tanrı’dır. Eşi İsis tarafından parçalanmış bedeninin yeniden birleştirilmesi ve diriltilmesi, Mısır düşüncesinde ruhun sonsuz döngüsüne olan inancı güçlendirmiştir. Bu nedenle ölen firavunların “Osiris gibi dirileceğine” inanılmış, firavunlar ölüm sonrası yaşamda onunla özdeşleştirilmiştir (Kaynak: E. A. Wallis Budge, The Gods of the Egyptians, Vol. 2, 1904).
Eğer Osiris Şaftı, adını aldığı Tanrı Osiris’e ithafen inşa edilmişse, buradaki lahit ve su baskını, doğrudan ölümü ve yeniden doğumu simgeliyor olabilir. Sfenks de bu ritüelin bir gözcüsü veya koruyucusu olarak değerlendirilebilir.
7. Sfenks’in Tepesindeki Gizli Geçit
7.1 Efsanevi “Falltür” ve Kazı Ekibi
Bazı bağımsız araştırmacıların aktardığına göre, Sfenks’in tepesinde yıllar önce metal bir kapak (falltür) olduğu görülmüştür. 20. yüzyılın çeşitli fotoğrafları ve saha raporları, Sfenks’in baş bölgesine doğru bir açıklık olduğunu göstermektedir. Ancak Mısır Eski Eserler Yetkilileri, bu noktanın sadece restorasyon çalışmalarına erişim için kullanıldığını, altında büyük bir oda veya tünel bulunmadığını belirtir.
Buna karşın, 2000’li yıllarda bir ekibin bu kapağı açtığı ve içeri girdiği iddia edilir. Bu ekipten sızan fotoğrafların, Sfenks’in içinde dar bir koridor ve küçük bir odaya iniş yapıldığını gösterdiği öne sürülür. Resmi makamlara göreyse bu “oda”, heykel içindeki yapısal boşluklardan ibarettir ve hiçbir arkeolojik değeri yoktur.
7.2 Bağlantı Teorisi: Osiris Şaftı ve Sfenks
En çarpıcı iddialardan biri, Sfenks’in tepesinden inen koridorun doğrudan Osiris Şaftı’na, oradan da Gize Platosu’nun altındaki daha geniş bir tünel ağına bağlanıyor olmasıdır. Eğer bu doğruysa, Sfenks sadece görkemli bir heykel değil, aynı zamanda yeraltı dünyasına açılan bir “kapı” görevi de görmüş olabilir. Bazı mitolojik metinler, aslan figürünün, öteki dünyaya geçişi veya gizemli ritüelleri koruyan bir sembol olduğunu düşünmemizi destekler niteliktedir (Kaynak: Robert Bauval & Adrian Gilbert, The Orion Mystery, 1994).
8. Yeraltı Tünelleri ve Devasa Ağ Teorisi
8.1 Mısır Yeraltı Geçitleri: Söylenti ve Gerçek
Mısır genelinde, antik dönemden kalma çok sayıda yeraltı tüneli ve oda kompleksi olduğu bilinmektedir. Özellikle Sakkara bölgesinde, yeraltı mezarları (Serapeum gibi) ve labirent benzeri koridorlar keşfedilmiştir. Bunların bir kısmı firavunların veya ileri gelen soyluların mezar kompleksleri, bir kısmı da ritüel amaçlı yapılar olarak kabul edilir.
Ancak araştırmacılar, Gize Platosu’nun altında da benzer bir tünel şebekesi olduğunu, hatta bu tünellerin 50 kilometreyi aşkın bir uzunluğa sahip olabileceğini iddia etmektedir. Platonun altındaki doğal mağara sistemleri ile insan yapımı koridorların birleşmiş olabileceği ileri sürülür (Kaynak: Andrew Collins, Beneath the Pyramids, 2009).
8.2 Su Yolları mı, Ritüel Yollar mı?
Bu tünellerin inşa sebebi konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bazıları, Nil taşkın dönemlerinde suyun kanalize edilmesi ya da gizli su rezervi oluşturmak için yapıldığını düşünür. Bazıları ise yeraltındaki ritüel yolların, firavunun ölüm sonrasında “yeraltı âlemine” yapacağı yolculuğu veya “inisiyatik gezileri” temsil ettiğini savunur.
Eğer Sfenks ve Osiris Şaftı’nın bu ağla bağlantısı varsa, Mısır’ın ilk dönemlerinde ya da onlardan çok daha eski dönemlerde, yeraltı dünyasına verilen önemin düşündüğümüzden çok daha büyük olduğunu göstermektedir.
9. Yeni Teknolojiler ve Gelecekteki Araştırmalar
9.1 Radar ve Lidar Taramaları
Jeofiziksel yöntemler, özellikle yeraltı radarı (GPR) ve Lidar teknolojisi, yeraltındaki boşlukları, tünelleri ve su dolu alanları tespit etmede oldukça etkilidir. Mısır’daki bazı projeler, izinler dâhilinde kısıtlı alanlarda bu teknolojileri kullanmıştır. Radar taramaları, Sfenks’in çevresindeki kayaçlarda “anomaliler” olduğunu gösterse de resmi kurumlar, bu anomalilerin çoğunun doğal boşluklar olduğunu belirtmiştir (Kaynak: Giza Geophysical Survey Report, 2006).
9.2 Robotik Kameralar ve Mini Dronlar
Yakın gelecekte robotik teknolojilerin gelişmesiyle, dar geçitlerden ve derin kuyulardan inmeye yarayan küçük drone’lar veya yılan benzeri robotlar kullanılabilir. Böylece Osiris Şaftı’nın daha önce keşfedilmemiş bölümleri veya Sfenks içindeki kapalı koridorlar hakkında daha net bilgi edinmemiz mümkün olabilir.
9.3 Uluslararası İşbirliği ve Şeffaflık
Bir diğer önemli konu ise uluslararası arkeolojik işbirliklerinin artması ve çalışmaların şeffaf bir şekilde paylaşılmasıdır. Resmi Mısır makamları, genellikle kendi ekipleri veya lisanslı üniversite araştırmacılarıyla sınırlı kazılar yapar. Ancak daha geniş katılımlı projeler, var olan gizemlerin aydınlatılmasında daha fazla veri sağlayabilir. Yine de Mısır’daki yasalar ve eski eserleri koruma politikası, her tünel veya yapının kazılmasına anında izin vermemektedir.
10. Sfenks’in Sırlarını Aydınlatan Kaynaklar ve Tartışmalar
10.1 Graham Hancock ve Alternatif Tarih
Graham Hancock, “Gizemli Kökler” (lost civilization) tezine önemli katkılar yapan bir yazardır. Magicians of the Gods (2015) ve Fingerprints of the Gods (1995) gibi eserleri, Mısır’daki Gize Platosu ve Sfenks’in de dâhil olduğu antik yapıların, çok daha eski bir gelişmiş medeniyetin izlerini taşıdığı fikrini destekler. Hancock, yeraltı tünelleri ve Sfenks çevresindeki boşlukların da buna örnek oluşturabileceğini belirtir.
10.2 Robert Bauval ve Orion Bağlantısı
Robert Bauval, yıldızlarla piramitlerin konumunu ilişkilendirerek “Orion Gizemi” teorisini geliştiren isimdir. Ona göre Gize’deki piramitler, Orion Takımyıldızı’nın yeryüzüne yansımış bir haritasını oluşturmaktadır. Sfenks de bu kozmik plana dâhil olabilir; özellikle aslan gövdesinin, Aslan Takımyıldızı ile bir bağlantısı olduğu iddia edilir (Kaynak: Robert Bauval & Adrian Gilbert, The Orion Mystery, 1994).
10.3 Dr. Zahi Hawass ve Resmi Yaklaşım
Uzun yıllar Mısır Eski Eserler Kurumu’nun başında bulunan Dr. Zahi Hawass, daha geleneksel bir yaklaşım sergiler. Ona göre, Sfenks M.Ö. 2500’lerde 4. Hanedanlık döneminde inşa edilmiş olup, büyük oranda Firavun Kefren ile ilişkilidir. Yetkili kurumlarca yapılan kazı ve radar çalışmalarında “önemli bir sır” ya da “eksik parça” bulunmadığı vurgulanır. Bu çelişki, ana akım ile alternatif tarih yazarları arasında bitmek bilmeyen bir tartışmaya yol açmaktadır (Kaynak: Zahi Hawass, Secrets from the Sand, American University in Cairo Press, 2003).
11. Sonuç
Sfenks, binlerce yıldır arkeologların, tarihçilerin ve meraklı gezginlerin ilgisini çeken efsanevi bir anıttır. Tarihlendirmesine dair süregelen tartışmalar, yapım tekniği, kafa-gövde orantısızlığı, erozyon izleri ve muhtemel yeraltı tünelleri, onun gizemini katbekat artırmaktadır. Resmi kurumların “boş” ya da “doğal oluşum” olarak nitelediği tüneller ve Osiris Şaftı gibi olağanüstü yapılar, her seferinde yeni soruları beraberinde getirmektedir:
- Sfenks gerçekten 4000-4500 yıllık bir heykel mi, yoksa daha da eski bir dönemde inşa edilmiş olabilir mi?
- Osiris Şaftı’nın üç katlı mimarisi ve devasa taş lahitleri, Mısır’ın bilinen teknolojisinden daha öte bir ustalığa mı işaret ediyor?
- Sfenks’in tepesindeki iddia edilen kapak ve iç geçitler, Osiris Şaftı ya da Gize’nin diğer tünel ağlarına bağlanıyor mu?
- Mısır’ın altında gerçekten kilometrelerce uzanan ve henüz tam keşfedilmemiş bir yeraltı şebekesi mi var?
- Bu yapılar sadece mezar ve tapınak işlevi mi görüyor, yoksa inisiyatik veya ritüel amaçlarla, ölümü ve yeniden doğuşu sembolize eden gizemli mekânlar mı?
Bu soruların cevapları hâlâ net değildir. Resmî kazılar ve bağımsız araştırmalar arasındaki çekişme, çoğu zaman bilginin tek taraflı kalmasına neden olur. Ancak teknoloji geliştikçe, yeni ölçüm ve görüntüleme yöntemleri bu esrarengiz anıtın gizemlerini birer birer açığa çıkarabilir.
Günümüzde, Youtube veya belgesel kanallarında yer alan popüler içeriklerin bir kısmı abartılı komplo teorileri sunarken, diğer kısmı da yeni keşifleri önemseyen ciddi araştırmaları aktarmaktadır. Doğru bilgiye ulaşmak için bilimsel metodolojiye ve tutarlı kaynaklara başvurmak her zamanki gibi en sağlam yoldur. Bununla birlikte, Mısır tarihi gibi derin ve çok katmanlı bir konuda, tek bir “mutlak” görüşe saplanıp kalmamak da önemlidir. Sfenks’in bu kadar ilgi çekmesinin nedeni belki de budur: Bir ayağı kanıtlanmış tarihte, diğer ayağı çözülememiş gizemlerde durmaktadır.
“Sfenks’in Halka Açıklanmayan Sırları” ifadesi, kimilerine göre basit bir efsane olarak görülse de kimilerine göre hakikat payı barındıran bir gerçeğe işaret eder. Bugüne kadar yapılan keşiflerde Sfenks’in altından tam olarak hiçbir şey çıkmaması, bazılarımızı tatmin edebilir. Ancak amatör veya alternatif araştırmacıların ısrarla ortaya koyduğu ipuçları, “Acaba orada saklanmış ya da açıklanmayan bir şeyler mi var?” diye düşündürür. Kültür ve medeniyet tarihinin en eski gizemlerinden biri olarak Sfenks, dünyayı keşfetme merakımızı canlı tutmaya devam ediyor.
Kaynakça
- Lehner, M. (1997). The Complete Pyramids. Thames & Hudson.
- Schoch, R. M. (1999). Voices of the Rocks. Harmony Books.
- Hawass, Z. (2003). Secrets from the Sand. American University in Cairo Press.
- Bauval, R., & Gilbert, A. (1994). The Orion Mystery. Heinemann.
- Hancock, G. (1995). Fingerprints of the Gods. Crown Publishers.
- Litus, I. (2018). “Optical Thermoluminescence and the Re-Evaluation of Old Kingdom Monument Chronology”, Journal of Ancient Egyptian Interdisciplinary Studies.
- Budge, E.A. Wallis. (1904). The Gods of the Egyptians. Vol. 2.
- Collins, A. (2009). Beneath the Pyramids. 4th Dimension Press.
- West, J. A. (1979). Serpent in the Sky: The High Wisdom of Ancient Egypt. Harper & Row.
Views: 7